10 Şubat 2013 Pazar

Konteyner piyasasında ‘birleşme’ stratejisi

Konteyner piyasasında ‘birleşme’ stratejisi

Birleşmede sona gelen Almanya’nın en büyük konteyner operatörü Hapag Lloyd’un tahmini finansal değerinin 5.6 milyar dolar, Hamburg Süd’ün ise 3.5 milyar dolar olduğu belirtiliyor.

Etkileri devam etmekte olan mali kriz, global ölçekte tüm sektörleri yeni stratejiler benimsemeye iterken, konteyner piyasasında bu etki ‘şirket birleşmeleri’ olarak kendisini gösterebilir. Yakın zamanda gündemi daha çok meşgul etmesi beklenen bu birleşmeler sayesinde şirketler; mali riskleri minimuma indirgeme, düşük navlun piyasasına direnç gösterme ve kredibilitelerini arttırma imkânına kavuşmayı umuyorlar. Bahse konu birleşmelerin en yakın örneklerinden biri, konteyner piyasasındaki büyük ölçekli iki şirketin; Hamburg merkezli Hapag-Lloyd ile Hamburg-Sued arasında devam eden görüşmelerle nihayete erecek. Global ölçekte altıncı sırayı işgal eden Hapag-Lloyd, bu alanda on ikinci sırada bulunan Hamburg-Sued ile sürdürülen birleşme görüşmelerinin yakın zamanda anlaşmayla sonuçlanmasını umduklarını açıkladı. Bu iki şirket güçlerini birleştirdiği takdirde bu evlilikten doğacak kapasite, dünya üzerinde sadece A.P. Moeller-Maersk A/S, CMA CGM SA ve Mediterranean Shipping Co. şirketlerinin gerisinde kalacak. Ayrıca Hamburg-Sued’in kuzey ve güney yarım küre arasındaki ticari rotalarda, Hapag-Lloyd’un ise Asya’dan Avrupa’ya doğu-batı ekseninde faaliyet gösteriyor olması da bu birleşmenin verimliliğini ve pazar payını pozitif yönde etkileyecek.
Pazarın yarısı 4 şirketin elinde
Pazarda faaliyet gösteren şirketlerin geçtiğimiz iki yılı düşük kar marjlarıyla tamamladıkları biliniyor. Bu durumun oluşmasındaki ana etkenler ise; talepten fazla gemi arzı, mal dolaşımının azalmasına bağlı olarak talebin gerilemesi ve rekabetçi fiyatların navlunları aşağıya çekmesi olarak sıralanıyor. Maersk-Line gibi devler, mali bir çöküş halinde global ekonomiyi etkileyecek ölçekte olduklarından bir takım koruyucu tedbirlerden yararlandılar ve nispeten karlılıklarını muhafaza ettiler. Maersk’in işlettiği 600 gemiyle toplamda 2 milyon 600 bin konteyner kapasitesine sahip olduğunu belirtmek, bu büyüklüğü anlatmak açısından yeterli bir done. Sektörel araştırmalarıyla tanınan Alphaliner’ın açıkladığı verilere göre en büyük dört şirket, global kapasitenin yüzde 41’ini kontrol eder durumda. Nispeten küçük ölçekli şirketleri de birleşme yoluyla büyümeye iten, pazardaki devlerin ülke ekonomilerinin bilinçli katkılarıyla ayakta tutulmaya çalışılması olabilir. Londra merkezli brokerlık firması ICAP adına görüşlerini açıklayan Konteyner Bölümü Başkanı Kai Miller, “Şirketler bu tür birleşmeleri daha rekabetçi olabilmek adına gündemlerine aldılar. Piyasadaki büyüklerin sarsıntıları daha hafif hasarla atlatmış olmaları da çok önemli. Elbette birleşmeye gidecek şirketlerin birbirlerini tamamlayıcı özelliklere sahip olması en başta dikkat edilmesi gereken noktalardan biri” şeklinde konuşuyor.
Amaç kredi imkanlarını artırmak
Hapag-Lloyd ile Hamburg-Sued arasında sürdürülen görüşmelerin temeli geçtiğimiz yılın Aralık ayında atılmıştı. Bu noktada dikkat çekici gelişme, gemi finansmanı alanında faaliyet gösteren iki önemli bankanın aldığı kararlar oldu. Bilindiği gibi Commerzbank AG yaptığı açıklama ile denizcilik şirketlerinin kredilendirilmesine son verildiğini, HSH Nordbank AG ise denizcilik kredilerinin toplam krediler içindeki payının azaltılması yoluna gidileceğini kamuoyuna duyurmuşlardı. Birleşme yoluyla daha sağlam bir mali yapıya kavuşmayı planlayan şirketlerin kredi imkânlarını da arttırmayı amaçladığı biliniyor. Hapag Lloyd’un tahmini finansal değerinin 5.6 milyar dolar, Hamburg Süd’ün ise 3.5 milyar dolar olduğu belirtiliyor.

Boeing 787 Dreamliner test uçuşu yaptı

Boeing 787 Dreamliner test uçuşu yaptı


10 Şubat 2013 Pazar 10:10

Son Güncelleme: 09:18

Japonya'da geçen ay elektrik aksamındaki sorun nedeniyle acil iniş yaptıktan sonra seferleri durdurulan Boeing 787 uçağı, yaklaşık 3 hafta sonra ilk test uçuşunu yaptı.

NEW YORK - Japonya'da geçen ay elektrik aksamındaki sorun nedeniyle acil iniş yaptıktan sonra seferleri durdurulan Boeing 787 Dreamliner uçağı, yaklaşık 3 hafta sonra ilk test uçuşunu yaptı.
ABD Federal Havacılık İdaresi'nden test uçuşu için izin alan şirket, Boeing 787 uçağını Seattle'dan havalandırdı.
Uçağın yaklaşık 2,5 saat havada kaldığı bildirildi.
Japon havayolu şirketi All Nippon'a ait Boeing 787 Dreamliner yolcu uçağının elektrik aksamındaki sorun nedeniyle acil iniş yapması ve sonrasında 2 Japon havayolu şirketinin bu uçakları sefere çıkarmama kararının ardından ABD Federal Havacılık İdaresi de ülkedeki havayolu şirketlerine, bataryalarındaki teknik arızadan kaynaklanan yangın riski giderilene kadar Boeing 787 Dreamliner uçaklarının seferlerinin durdurulması talimatı vermişti.
Olayın ardından Amerikalı araştırmacılar sorunu incelemek için Japonya'ya gitmiş, Japonya da inceleme kapsamında Boeing şirketinin fabrikasının bulunduğu Seattle'a müfettiş göndermişti.

Türkiye-Hindistan arasında konteyner hattı açacak

Boğaz’a teleferik!

Boğaz’a teleferik!




İstanbul'a 5.5 kilometrelik teleferik hattı yapılacak
11.02.2013 - 03:41

İstanbul'a 5.5 kilometrelik teleferik hattı yapılacak

Mert İNAN / VATAN HABER MERKEZİ
Çamlıca ile Mecidiyeköy arasında 5.5 kilometrelik teleferik hattı yapılacak. Çamlıca’ya yapılacak camiye de teleferikle ulaşım sağlanacak.

Çamlıca Cami projesiyle birlikte İstanbul için bir çılgın proje daha gündemde. Teknik etüt çalışmalarından olumlu rapor çıkarsa Çamlıca Tepesi’ne yapılacak cami ile Mecidiköy arasına 5.5 kilometrelik bir teleferik hattı yapılacak. Çamlıca’ya yapılacak dev camiye de teleferikle ulaşılabilecek.

Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara projeyli ilgili şu bilgiyi verdi: “Yabancı yatırımcılar özellikle de İsviçreliler, Anadolu-Avrupa arasına teleferik ile Harem’de dönme dolap projesiyle ilgileniyorlar. İsviçreli bir firmadan teklif geldi yap-işlet-devret modeliyle Büyük Çamlıca ile Mecidiköy arasında teleferik yapılmasını teklif ettiler. Proje İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin alanına giriyor. Şu an için arazi etütleri, rüzgar yönleri ve direk dikim yerleri konusunda çalışmalar yapılıyor. Yapılması planlanan teleferik hattı deniz üzerinden giden en uzun hat olacak. Boğaziçi Köprüsü’ne estetik etki çalışmalarına da bakılıyor. Hattın güzergahı ise Büyük Çamlıca Tepesi’nden Kuzguncuk’a, buradan Beşliktaş Yıldız’a ve Yıldız’dan da Mecidiköy’e uzanacak şekilde planlanıyor. Boğaziçi Köprüsü’nün yükseliğinde ve paralelinde inşa edilmesi düşünülüyor. Büyükşehir’in projeye sıcak baktığını biliyoruz. Olumlu rapor çıkarsa 18 ayda bitirilmesi planlanıyor.”

Çamlıca Cami Projesi’yle ilgili de bilgi veren Kara “8 futbol sahası büyüklüğündeki dev projede son aşamaya gelindi. Mart’ın ikinci haftası kazmalar vurulur. Proje 2 yılda bitirilmiş olacak” dedi.

İstanbul’da 2 teleferik hattı var

İstanbul’da iki teleferik hattı bulunuyor. Maçka-Taşkışla arasındaki teleferik hattının uzunluğu 347 metre. Eyüp-Pierloti Tepesi arasındaki teleferik hattı ise 384 metre uzunluğunda.

7 Şubat 2013 Perşembe

Elektrikli Uçak Haberi

CMA CGM, liman kolunun yarısını Çine sattı

CMA CGM, liman kolunun yarısını Çine sattı

Dünyanın en büyük konteyner armatörlük şirketi Fransız CMA CGM de konteyner liman işletmeciliği kolu olan Terminal Link’in yüzde 49’unu Çinli şirkete satmak için anlaşma imzaladığını açıkladı. Yüzde yüz CMA CGM’nin kontrolünde olan Terminal Link, dünya genelinde 15 terminali işletiyor. Bu terminallerin yıllık konteyner elleçleme hacmi 8 milyon teu civarında. China Merchants Holdings’in, bu satış işlemi için Fransız şirkete 400 milyon euro ödeyeceği belirtiliyor. Bu işbirliği, Çin’in en büyük liman operatörü CMHI’nın, uluslararası arenada rol kapmak için stratejik önem taşıyor.
Çinli armatör konteynerleri paraya çevirecek
Dünyanın en büyük konteyner şirketleri arasında dokuzuncu sırada bulunan China Shipping Container Lines (CSCL), sahip olduğu konteynerlerin beşte birini satmak için anlaşma imzaladı. Şirket, finansal yapısını güçlendirmek için 139 bin 941 adet (210.000 TEU) konteynerini Hong Kong merkezli CLC Maritime Container Leasing’e satış sözleşmesi imzaladı.

Konteyner piyasasında 'birleşme' stratejisi

Konteyner piyasasında 'birleşme' stratejisi


07 Şubat 2013 Perşembe 08:11

Birleşmede sona gelen Almanya’nın en büyük konteyner operatörü Hapag Lloyd’un tahmini finansal değerinin 5.6 milyar dolar, Hamburg Süd’ün ise 3.5 milyar dolar olduğu belirtiliyor.



İSTANBUL - Etkileri devam etmekte olan mali kriz, global ölçekte tüm sektörleri yeni stratejiler benimsemeye iterken, konteyner piyasasında bu etki ‘şirket birleşmeleri’ olarak kendisini gösterebilir. Yakın zamanda gündemi daha çok meşgul etmesi beklenen bu birleşmeler sayesinde şirketler; mali riskleri minimuma indirgeme, düşük navlun piyasasına direnç gösterme ve kredibilitelerini arttırma imkânına kavuşmayı umuyorlar. Bahse konu birleşmelerin en yakın örneklerinden biri, konteyner piyasasındaki büyük ölçekli iki şirketin; Hamburg merkezli Hapag-Lloyd ile Hamburg-Sued arasında devam eden görüşmelerle nihayete erecek. Global ölçekte altıncı sırayı işgal eden Hapag-Lloyd, bu alanda on ikinci sırada bulunan Hamburg-Sued ile sürdürülen birleşme görüşmelerinin yakın zamanda anlaşmayla sonuçlanmasını umduklarını açıkladı. Bu iki şirket güçlerini birleştirdiği takdirde bu evlilikten doğacak kapasite, dünya üzerinde sadece A.P. Moeller-Maersk A/S, CMA CGM SA ve Mediterranean Shipping Co. şirketlerinin gerisinde kalacak. Ayrıca Hamburg-Sued’in kuzey ve güney yarım küre arasındaki ticari rotalarda, Hapag-Lloyd’un ise Asya’dan Avrupa’ya doğu-batı ekseninde faaliyet gösteriyor olması da bu birleşmenin verimliliğini ve pazar payını pozitif yönde etkileyecek.
Pazarın yarısı 4 şirketin elinde
Pazarda faaliyet gösteren şirketlerin geçtiğimiz iki yılı düşük kar marjlarıyla tamamladıkları biliniyor. Bu durumun oluşmasındaki ana etkenler ise; talepten fazla gemi arzı, mal dolaşımının azalmasına bağlı olarak talebin gerilemesi ve rekabetçi fiyatların navlunları aşağıya çekmesi olarak sıralanıyor. Maersk-Line gibi devler, mali bir çöküş halinde global ekonomiyi etkileyecek ölçekte olduklarından bir takım koruyucu tedbirlerden yararlandılar ve nispeten karlılıklarını muhafaza ettiler. Maersk’in işlettiği 600 gemiyle toplamda 2 milyon 600 bin konteyner kapasitesine sahip olduğunu belirtmek, bu büyüklüğü anlatmak açısından yeterli bir done. Sektörel araştırmalarıyla tanınan Alphaliner’ın açıkladığı verilere göre en büyük dört şirket, global kapasitenin yüzde 41’ini kontrol eder durumda. Nispeten küçük ölçekli şirketleri de birleşme yoluyla büyümeye iten, pazardaki devlerin ülke ekonomilerinin bilinçli katkılarıyla ayakta tutulmaya çalışılması olabilir. Londra merkezli brokerlık firması ICAP adına görüşlerini açıklayan Konteyner Bölümü Başkanı Kai Miller, “Şirketler bu tür birleşmeleri daha rekabetçi olabilmek adına gündemlerine aldılar. Piyasadaki büyüklerin sarsıntıları daha hafif hasarla atlatmış olmaları da çok önemli. Elbette birleşmeye gidecek şirketlerin birbirlerini tamamlayıcı özelliklere sahip olması en başta dikkat edilmesi gereken noktalardan biri” şeklinde konuşuyor.
Amaç kredi imkanlarını artırmak
Hapag-Lloyd ile Hamburg-Sued arasında sürdürülen görüşmelerin temeli geçtiğimiz yılın Aralık ayında atılmıştı. Bu noktada dikkat çekici gelişme, gemi finansmanı alanında faaliyet gösteren iki önemli bankanın aldığı kararlar oldu. Bilindiği gibi Commerzbank AG yaptığı açıklama ile denizcilik şirketlerinin kredilendirilmesine son verildiğini, HSH Nordbank AG ise denizcilik kredilerinin toplam krediler içindeki payının azaltılması yoluna gidileceğini kamuoyuna duyurmuşlardı. Birleşme yoluyla daha sağlam bir mali yapıya kavuşmayı planlayan şirketlerin kredi imkânlarını da arttırmayı amaçladığı biliniyor. Hapag Lloyd’un tahmini finansal değerinin 5.6 milyar dolar, Hamburg Süd’ün ise 3.5 milyar dolar olduğu belirtiliyor.
5.6 milyar dolar Hapag Lloyd’un tahmini finansal değeri
CMA CGM, limanların yarısını Çinli şirkete sattı
Dünyanın en büyük konteyner armatörlük şirketi Fransız CMA CGM de konteyner liman işletmeciliği kolu olan Terminal Link’in yüzde 49’unu Çinli şirkete satmak için anlaşma imzaladığını açıkladı. Yüzde yüz CMA CGM’nin kontrolünde olan Terminal Link, dünya genelinde 15 terminali işletiyor. Bu terminallerin yıllık konteyner elleçleme hacmi 8 milyon teu civarında. China Merchants Holdings’in, bu satış işlemi için Fransız şirkete 400 milyon euro ödeyeceği belirtiliyor. Bu işbirliği, Çin’in en büyük liman operatörü CMHI’nın, uluslararası arenada rol kapmak için stratejik önem taşıyor.
Çinli armatör konteynerleri paraya çevirecek
Dünyanın en büyük konteyner şirketleri arasında dokuzuncu sırada bulunan China Shipping Container Lines (CSCL), sahip olduğu konteynerlerin beşte birini satmak için anlaşma imzaladı. Şirket, finansal yapısını güçlendirmek için 139 bin 941 adet (210.000 TEU) konteynerini Hong Kong merkezli CLC Maritime Container Leasing’e satış sözleşmesi imzaladı.

6 Şubat 2013 Çarşamba

İstanbul havalimanları büyüme rekoru kırdı

İstanbul havalimanları büyüme rekoru kırdı


06 Şubat 2013 Çarşamba 11:30



İSTANBUL - Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, yüzde 8.4 yolcu artışı elde ederek yıllık yolcu trafiği 10-25 milyon arasında değişen havalimanları arasında Avrupa'nın en hızlı büyüyen havalimanı oldu.
Sabiha Gökçen'i yüzde 8.1'lik yolcu artışıyla Berlin Tegel Havalimanı izledi. İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı geçtiğimiz yıl yaklaşık 14.9 milyon yolcuya ev sahipliği yaptı. ACI Europe'a göre İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Aralık ayında da yüzde 10.3 yolcu artışıyla yine kendi grubunun en hızlı büyüyen havalimanı ünvanına sahip oldu. İstanbul Sabiha Gökçen, 2009 ve 2010 yıllarında da ACI tarafından dünyanın ve Avrupa'nın en hızlı büyüyen havalimanı seçilmişti.
Öte yandan geçtiğimiz gün yayımlanan verileri masaya yatıran FT, Atatürk Havalimanı'nın her geçen yıl büyük bir hızla büyüdüğünün altını çizerken, havalimanının geçen yıl 44 milyon yolcuya ulaştığını kaydetti. Gazeteye göre bu 2011'e göre yüzde 20, 2010'a göre ise yüzde 40'lık bir artışa karşılık geliyor. Gazeteye göre Atatürk bu performansını devam ettirirse, çok yakında önce Madrid sonra da Amsterdam Havalimanları'nı geride bırakacak.

4 ultralüks yat denize indirildi

4 ultralüks yat denize indirildi




Zırhlı ve kurşun geçirmez...
06.02.2013 - 11:05

Zırhlı ve kurşun geçirmez...

DHA
ANTALYA'da, aralarında Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu için yapılan zırhlı ve 13 milyon Euro değerindeki 'Bronko' adlı kurşun geçirmez yatın da bulunduğu 4 ultralüks yat, test edilmek üzere denize indirildi.

Dünya yat sektörünün en önemli üretim merkezlerinden Antalya Serbest Bölge A.Ş.'de (ASBAŞ), 2013'ün ilk yatları mavi sularla buluştu. Sahiplerine teslim edilmeden önce denizde 2 ay denemeleri yapılacak yatlar arasında Vicem Yatçılık'ın imal ettiği, Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu için yapılan zırhlı, kurşun geçirmez ve 13 milyon Euro değerindeki 32 metrelik kompozit 'Bronko', 24 milyon dolar değerindeki 46 metrelik kompozit 'Le Caprice V', Alya Yatçılık'a ait 10.5 milyon Euro değerindeki 36 metrelik 'Aliyoni' ve Dragos Yatçılık'a ait 4 milyon Euro'luk 29 metrelik kompozit yat bulunuyor.

BU YIL 30 YAT DENİZE İNECEK

ASBAŞ Genel Müdürü Zeki Gürses, bu yıl içerisinde denize indirilmesi planlanan ultralüks yat sayısının 30, tersanelerdeki toplam proje sayısının ise 54 olduğunu belirtti. Bunların bir kısmının 2014 ve 2015 yıllarında tamamlanacağını kaydeden Zeki Gürses, bugüne kadar 432 milyon dolar değerinde 216 yatın Antalya'dan denize indirildiğini dile getirdi.

Üretilen yatların boylarının uzamasının, üretim süreçlerini de uzattığını anlatan Zeki Gürses, bu yıl, 2012'ye göre daha fazla sayıda tekne üretileceğini belirtti. Gürses, 2012'de üretilen tekne sayısı 12 olmasına rağmen, boylarının uzun olması nedeniyle gelirin 84 milyon dolara yükseldiğine dikkati çekti. Gürses, bu yılki ciro beklentisinin ise 100 milyon dolar olduğunu kaydetti.

AVRUPA'NIN EN BÜYÜK TEK PARÇA KALIBI

Denize indirilen ve birkaç ay denenecek olan Vicem Yatçılık'a ait, Hollandalı yat tasarımcısı Frank Mulder imzalı 'Le Caprice V' adlı 46 metre boyundaki kompozit ultralüks yatın satış fiyatının 24 milyon Euro olduğu açıklandı. Testleri devam eden 3 katlı 'Le Caprice V' adlı teknenin 6 kamarası bulunuyor. Lüks tekne, oyun salonu, jakuzi, yüzme havuzu gibi özelliklere sahip. 'Le Caprice V'nin en dikkati çeken özelliği ise Avrupa'nın en büyük tek parça kalıptan üretilen ultralüks yatı olması.

KURŞUN GEÇİRMEZ

Bugüne kadar 150'ye yakın tekne üreten Vicem Yatçılık tarafından Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Konukoğlu için üretilen 'Bronko' adlı zırhlı yat da denize indirildi. 32 metre uzunluğunda, 146 ton ağırlığındaki yat, 13 milyon Euro'ya mal oldu. 'Bronko', ağır silahlarla yapılacak saldırılara karşı da kurşun zırhla kaplandı. 'Bronko'da, saldırı anında sığınılabilecek bir panik odasıyla, yat sahibinin yatı terk edebilmesi için 'kaçış noktası' bulunuyor. 'Bronko', Türkiye'de üretilen ilk zırhlı yat unvanına da sahip oldu. 2 katlı yatta, jakuzi, yüzme havuzu, otomobil garajı da yer alıyor. Bronko'da özel tasarımlı 5 kamarada 10 konuk ağırlanabiliyor.

LÜKSTE SINIR YOK

Antalya Serbest Bölge'de denize indirilen yatlar arasında yer alan, Alya Yatçılık'a ait 36 metrelik 10.5 milyon Euro değerindeki Aliyoni ile Dragos Yatçılık'a 4 milyon Euro değerindeki 29 metrelik yatlarda da jakuziden yüzme havuzuna lükste sınır tanımayan çeşitli donanımlar bulunuyor.


Boeing, test uçuşları için izin istedi

Boeing, test uçuşları için izin istedi


05 Şubat 2013 Salı 16:50

Son Güncelleme: 09:05



WASHINGTON - Japon havayolu şirketi All Nippon'a ait Boeing 787 Dreamliner yolcu uçaklarının test uçuşu için izin istendiği bildirildi.
Yetkililer, şirketin, acil iniş yapmasının ardından sefere çıkmamasına karar verilen Boeing 787 Dreamliner yolcu uçaklarının test uçuşu yapması için izin istediğini belirtti.
ABD Federal Havacılık İdaresi'nden yapılan açıklamada, test uçuşu talebinin değerlendirileceği ifade edildi.
Japon havayolu şirketi All Nippon'a ait Boeing 787 Dreamliner yolcu uçağının elektrik aksamındaki sorun nedeniyle acil iniş yapması ve sonrasında 2 Japon havayolu şirketinin bu uçakları sefere çıkarmama kararının ardından ABD Federal Havacılık İdaresi de ülkedeki havayolu şirketlerine, bataryalarındaki teknik arızadan kaynaklanan yangın riski giderilene kadar Boeing 787 Dreamliner uçaklarının seferlerinin durdurulması talimatı vermişti.
Olayın ardından Amerikalı araştırmacılar sorunu incelemek için Japonya'ya gitmiş, Japonya da inceleme kapsamında Boeing şirketinin fabrikasının bulunduğu Seattle'a müfettiş göndermişti.

Sınai mülkiyet sistemi sil baştan-Çok Önemli Haber

Sınai mülkiyet sistemi sil baştan


06 Şubat 2013 Çarşamba 08:36

Son Güncelleme: 08:54

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın hazırladığı 93 maddelik tasarı kabinede imzaya açıldı. Buna göre taklit ürünlere 1 ila 3 yıl hapis, patent, tasarı ve coğrafi işaret ihlaline 1 milyon lira para cezası verilebilecek. Yakalanan taklit ürünlere de el

Hüseyin GÖKÇE
ANKARA - Sınai mülkiyet haklarının Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara uyumunu sağlayacak, suç ve cezaları TCK ile uyumlu hale getirecek ve Türk Patent Enstitüsü'nün (TPE) kurumsal kapasitesini güçlendirecek 93 maddelik kanun tasarısı Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, sınai mülkiyet sisteminde köklü değişiklikler öngören yeni yasal düzenlemenin ayrıntılarını anlattı.
1 - Hapis ve para cezası var
Ergün'ün verdiği bilgilere göre, taklit ürünlere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası, patent, tasarım ve coğrafi işaret ihlaline de 1 milyon TL'ye kadar para cezası gelecek, yakalanan taklit ürünlere ise el konulacak.
Patent, tasarım ve coğrafi işaret mevzuatında yer alan suç ve cezalara ilişkin maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini hatırlatan Ergün, "Gerek ortaya çıkan hukuki boşluğun giderilmesi gerekse ilgili hükümlerin TCK'ya uyumunun sağlanması amacıyla düzenleme yapıyoruz. Patent, tasarım ve coğrafi işaretlerin ihlali durumunda verilecek cezanın üst limiti 10 bin güne kadar adli para cezası olarak belirleniyor, bir başka ifadeyle cezanın üst limiti 1 milyon TL'ye karşılık geliyor. Cezaların ödenmemesi durumunda ihlallerde bulunanları hapis cezası bekliyor" şeklinde konuştu.
2 - Ürünlere el konulacak
Taklit ürünlerle mücadele kapsamında markayı taklit ederek depolamanın marka ihlali olarak değerlendirileceğini ifade eden Ergün, "Bu suçu işleyenler de bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 20 bin gün adli para cezası ile cezalandırılacaklar. Yakalanan taklit ürünlere de el konulacak" dedi. Ergün, coğrafi İşaretlerle ilgili olarak başvuruda bulunma hakkına sahip kişilerin kapsamını üreticilerden oluşan grupları da içermek üzere genişleteceklerini söyledi.
3 - TPE uluslararası otorite olacak
Tasarının kanunlaşması halinde TPE'nin kısa bir zamanda uluslararası otorite olmasının önünün açılacağını belirten Ergün, uzun vadeli kalıcı çözümler üretecek mekanizmaları oluşturmayı amaçladıklarını bildirdi. Bir süre önce Apple ve Samsung arasında akıllı telefon konusunda yaşanan savaşlara dikkat çeken Ergün, sınai mülkiyet haklarının dünyada rekabetin en önemli unsurlarından birisi haline geldiğini söyledi.
4 - Buluşlar ticari olabilecek
 
Yapılan düzenlemeyle sistemin aksayan taraflarının iyileştirileceğinin altını çizen Ergün, üniversiteleri sisteme dahil etmeden ilerlemenin sakıncalarının da ortadan kaldırılacağını söyledi. Bu kapsamda, üniversitelerin de patent sahibi olmasına imkan sağlanacağını dile getiren Ergün, buluşların ticarileştirilmesinin önünün açılacağını, elde edilen gelirlerin en az yüzde 30'unun da öğretim üyesine verileceğini kaydetti. Düzenlemeyle akademisyenlerin patent başvurusu konusundaki çekincelerinin ortadan kalkacağını söyleyen Ergün, önemli bir potansiyelin de değerlendirileceğini aktardı. Benzer düzenlemenin 1980 yılında yapıldığı ABD'de 500 civarında olan patent sayısının 2005'te 3 bin 500'e çıktığının altını çizen Nihat Ergün, lisans gelirlerinin de 200 milyon dolardan 1.5 milyar dolara çıktığını vurguladı.
5 - Faydalı modele araştırma raporu
Patente göre daha basit buluşlar için koruma sistemi olan faydalı model tescil sistemine "araştırma raporu" düzenlenmesi uygulamasını getirileceğini anlatan Ergün, "araştırma raporu mevcut durumda patent başvuruları için düzenleniyor ve yapılan buluşla ilgili dünyada o ana kadar yayınlanmış patentler ve diğer dokümanlara ilişkin bilgileri içeriyor. Yeni düzenlemeyle faydalı modele de "araştırma raporu" getiriyoruz" dedi.
6 - Ahlaka aykırı tasarımlara ret
Tescil sürecine ilişkin olarak, patent başvurularında tescil sonrası itiraz uygulaması getirileceğini belirten Ergün; suça teşvik eden, ırkçılık, küfür içeren veya terör örgütlerini simgeleyen semboller gibi kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı tasarımları da re'sen reddedeceklerini dile getirdi.
7 - Başvurular resmi bültende
Yeni dönemde coğrafi işaret başvurularının Resmi Marka Bülteninde yayımlanacağını belirten Ergün, böylece 4-8 bin lirayı bulan tescil maliyetinin önemli ölçüde azalacağını bildirdi. Denetimlerin raporlama sıklığının 10 yıldan 2 yıla indirileceği bilgisini veren Nihat Ergün, TPE'nin kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi çalışmaları çerçevesinde 50 yeni uzman kadrosu ihdas edeceklerini, Enstitü bünyesinde Yenilikçilik ve Tanıtım Dairesi kuracaklarını ifade etti.

Gaziantep, raylı sistemi 55 kilometreye çıkaracak-Harika

Gaziantep, raylı sistemi 55 kilometreye çıkaracak


06 Şubat 2013 Çarşamba 08:51

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi halen 21 kilometre uzunluğa sahip Raylı Sistem projesini İbrahimli 3.Etap Raylı Sistem Projesi'nin tamamlanmasının ardından 55 kilometreye çıkarmayı hedefliyor.



Toplu ulaşım olanaklarını genişletmeye odaklanan belediye imzaları atılan 50'si doğalgazla çalışan 80 otobüsün ardından önümüzdeki dönemde 107 yeni otobüs daha alacak.
M. Tekin ÇİÇEK
Kamil ESER
GAZİANTEP - Türkiye ihracatının parlayan yıldızı Gaziantep, yerel yönetim süreçlerinde de proje odaklı büyüyor. Türkiye'nin merkez nüfusuna göre 6'ıncı büyük kenti olarak öne çıkan Gaziantep toplu ulaşım projelerine yoğunlaştı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin 2011'de ilk yolcularını taşımaya başlayan
raylı sisteminin uzunluğu 21 kilometreye ulaştı. Kentte İbrahimli 3.Etap Raylı Sistem Projesi'nin tamamlanmasının ardından ağ uzunluğu 55 kilometreye çıkacak. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Asım Güzelbey, toplu taşımada hizmet verecek 50'si doğalgazla çalışan 80 yeni otobüsün aldıklarını belirterek, yeni dönemde 107 yeni otobüs daha alacaklarını söyledi. Güzelbey ile son dönem çalışmaları ve gelecek hedeflerini konuştuk.
Sürdürdüğünüz projelerin hangilerini sonuçlandırdınız?
Gaziantep; 1 milyon 700 bin nüfusu ile Türkiye'nin 81 vilayeti içinde merkez nüfusuna göre 6, ilin genel nüfusuna göre 8'inci büyük kenti. Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından yapımı tamamlanan ve 1 Mart 2011'de yolcu taşımaya başlayan 1. Etap Raylı Sistem'in devamı olan hattın toplam uzunluğu 6 kilometre oldu. Karataş Etabı'nın devreye girmesi ile birlikte kentimizde Hafif Raylı Sistem'in daha önce 15 kilometre olan uzunluğu 21 kilometreye ulaştı. Sadece 1. Etap Raylı Sistem ile hizmete girdiği 1 mart tarihinden itibaren 5,5 milyon yolcu taşıdık. Haziran 2011'de temelini attığımız 2.Etap Karataş Hattı'nı 1 yıl gibi çok kısa bir sürede tamamladık. Bu etabın test sürüşlerini de bitirildi. Bu proje ile birlikte Karataş Bölgesi'nde yaşayan 300 bin kişinin kent merkezine kolaylıkla ulaşmasını sağlıyoruz. İbrahimli 3.Etap Raylı Sistem Projesi'nin tamamlanmasının ardından 55 kilometrelik bir ağa sahip olacağız.
GAZİANTEP'İ MÜZELER KENTİ YAPMAYI HEDEFLEDİK
Bu yıl çözüme kavuşan en önemli sorununuz ne oldu?
Gaziantep yakın tarihe kadar, lahmacun ve kebapla anılan bir şehir statüsündeydi. Oysa dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri. Binlerce yıl değişik medeniyetlere ev sahipliği yaptı ve daima bir kültür, ticaret, sanat kenti oldu. Müzeler, modern projeler Gaziantep'e geçmişine sahip çıkan ama geleceğe de güvenle bakan modern bir kent görüntüsü kazandırdı. Hedefimiz turizm pastasından daha fazla pay almak. Kültür, inanç, eğitim ve sağlık turizm gibi alternatif alanlar var. Bu potansiyellerin doğru değerlendirilmesi sanayisi ile ünlenen kentimizde yeni bir istihdam alanı yaratacaktır.
Peki turizm sektörüne neler yaptınız?
Avrupa Birliği fonlarını kullanarak hanlar, hamamlar, kervansaraylar ve Antep evlerini restore ettik. Gaziantep'i müzeler kenti yapmayı hedefledik. Şuanda Gaziantep'te 12 tane müze var. Önümüzdeki yıl yapmayı planladığımız 4 müze ile müze sayımız 16'ya çıkacak. Geçen günlerde cumhurbaşkanımızdan Zeugma Antik Kent ve Müzesi ile Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü aldık. Zeugma bizim için çok önemli bir değer. Tüm bunları yaparken kentin altyapısını, ulaşımını ve sosyal alanlarını ihmal etmedik. Bütün şehirlerin hayalleri olması lazım. Biz Gaziantep'in 30 yıl sonrasını nasıl görmek istediğimizi hayal etmekle başladık bu işe. Burada şunu fark ettik. Proje yapmak için çok büyük paralara gerek yok. Neyi yapmayı hayal ederseniz yolunuz bir şekilde projeye çıkıyor ve proje de sizi destekliyor. Bu konuda AB fonlarını iyi kullandık. Tarihi Antep evlerini ve 500 yıllık tarihi Bakırcılar Çarşısı'nı restore ettikten sonra buralar turizm açısından çok büyük değişim gösterdi. Yaptığımız müzelerle de bu potansiyeli geliştirdik.
2013'te devreye alacağınız ulaşım projeleri var mı?
Gaziantep'e 2004 yılından bu yana kazandırdığımız 11 köprülü kavşak var. Günden güne büyüyen kentimizde artan araç sayısını ve yoğunluğunu kaldıracak alternatif yol açma çalışmaları ile bunu destekledik. Çünkü en büyük sorunlarımızdan birisi de yerleşim yerlerinin kent merkezi ile olan bağlantılarının zayıflığı idi. Altyapının ardından kent içi ulaşımda hizmet veren toplu taşıma araçlarının sayısını ve araç kapasitelerini artırma yönünde çalışmalar yaptık. Raylı sistem başta olmak üzere, kent içerisinde toplu taşımada hizmet verecek 50'si doğalgazla çalışan sisteme sahip olmak üzere 80 yeni otobüsün alım işi için firma yetkilileri ile imza attık. Ardından önümüzdeki süreçte 107 yeni otobüsü de kent halkının hizmetine sunacağız.
SU FİYATI 5 YIL ÖNCESİ İLE AYNI
Kentin çözülmesi gereken 3 önemli sorunu nedir?
Gaziantep, bölge ekonomisini ayakta tutan, önemli sanayi ve ticaret merkezlerinden biri. Sanayi ve turizm potansiyelindeki gelişmeler ilimizi Güneydoğu'nun cazibe merkezi haline getirdi. Ne var ki, sanayileşme ve göçlerle birlikte başlayan bu olağanüstü gelişmenin yarattığı çarpık kentleşme kentin dokusunu tahrip etti. Planlama eksikliği, sanayileşme ve göçlerle birlikte yaşanmaz hale gelen Gaziantep'in hak ettiği büyükşehir imajına kavuşması için gerek altyapı, gerekse üst yapı konusunda birçok projeyi hayata geçirdik. Gelişen ve büyüyen turizm potansiyeli ile bölgenin lideri konumuna gelen Gaziantep, modern şehircilik anlayışı ve kısa sürede gerçekleşen kentsel değişimi ile geleceğini de yaratmış oldu.
Su kaynaklarının geliştirilmesi ekonomik üretkenlik ve sosyal refaha doğrudan katkı sağlıyor.
Enerji maliyetlerini vatandaşın sırtından kaldırmak ve yaşanabilecek olumsuz durumlara karşı önlem almak için 100 bin tonluk Türkiye'nin en büyük su deposunu GASKİ Genel Müdürlüğü eliyle
devreye aldık. Su fiyatlarını 5 yıl öncesinin fiyatıyla aynı tutarak, Gaziantep için alternatif su kaynakları üreterek vatandaşlarımıza hiçbir şekilde su konusunda sıkıntı yaşatmadık. Gaziantep'in ikinci ana içme suyu kaynağı olan Mizmilli İçme suyu projesi devreye girdi. Kentimizin saydığım sorunları konusunda ciddi bir başarıya imza attık.
Eğitim alanında ne gibi çalışmalar yürüttünüz?
Kentte eğitime en çok katkıyı sunan kurumlardan birisi de Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'dir. Göreve geldiğimiz günden bu yana birçok okulda tadilat çalışması yaptık. Açtığımız gençlik merkezlerinde maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocukları için düzenlenen kurslar sayesinde SBS ve ÖSS sınavlarında yüzde 95 başarıya yakaladık. 2004 yılında başlattığımız çalışma ile tarihi yapıların korunmasına da öncülük ettik.
Türkiye'de İklim Eylem Planı hazırlayan belediyeyiz
AB ve bakanlık desteği ile hazırladığımız projelerle bir yandan yapıları koruduk bir yandan da insanımızda bu konuda sahiplenme ve koruma bilinci oluşturduk.Kentimiz örnek projeleri ve gelişmişliği ile birçok ülke ve kuruluşun ilgisini çekmeye devam ediyor. Türkiye'de İklim Eylem Planı hazırlayan belediye olduk. Doğalgazla çalışan otobüsler, katı atık ayrıştırma tesisi, ekolojik kent, arıtma tesisleri ile Gaziantep, aynı zamanda çevreci kent vizyonu ile dünyaya katkı sunan bir kent haline geldi.
İş sıkıntısı yok, iş
beğenmeme sıkıntısı var.
Gaziantep kendi öz sermayesi ile ürettiği ürünleri yurt içi ve yurt dışında pazarlayarak bölgenin ekonomisini ayakta tutan, önemli sanayi ve ticaret merkezlerinden. Sanayi ve turizm potansiyelindeki gelişmeler, ilimizi bölgenin cazibe merkezi haline getirdi. İnsanları iş ve aş imkanları ile kendine çeken kentimiz de son dönemde tarih ve kültür mirasının gün yüzüne çıkarılması, bu değerlerin turizm çatısı altında sanayiye parallel bir sektör oluşturması insanımıza yeni yeni istihdam alanları sundu. Bugün OSB'de 200 bin civarında sigortalı personel istihdam eden büyük işletmeler çalıştırmak için işçi bulmakta sıkıntı yaşıyorlar. Kentimizde iş sıkıntısı yok, iş beğenmeme sıkıntısı var.
RAKAMLARLA BÜYÜKŞEHİR
İlçe sayısı: 9
Raylı sistemin mevcut uzunluğu: 21 km
Raylı sistemin hedeflenen uzunluğu : 55 km
Anlaşması yapılan yeni otobüs: 80
Önümüzdeki dönem alınacak yeni otobüs: 107

İş güvenliği cezaları ne zaman başlayacak?LOJİSTİK Sektörü Dikkat

İş güvenliği cezaları ne zaman başlayacak?

06 Şubat 2013 Çarşamba 06:00


Bu yılın en önemli konusu iş sağlığı ve güvenliği olunca haliyle yazıların, haberlerin önemli bir kısmı da bu konuya ilişkin oluyor. İş sağlığı ve güvenliği yasasında getirilmiş olan idari para cezaları da yüksek olmasından dolayı da işverenleri ciddi bir sorun beklediği görülüyor.
Yasanın yürürlük maddelerinden dolayı herkesin kafasının karışık olduğu görülüyor. Sanki tüm yükümlülükler kademeye yayılmış gibi düşünülüyor. Oysaki, kademeli uygulama sadece iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ile diğer sağlık personeli için geçerlidir. Buna göre işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, diğer sağlık personeli görevlendirilmesine ilişkin maddeler ile küçük işletmeler için devletçe sağlanacak desteklere ait düzenlemeler;
- Kamu kurumları ile 50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra (01.07.2014 tarihinde),
- 50'den az çalışanı olup tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra (01.07.2013 tarihinde),
- Diğer işyerleri için yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra (01.01.2013 tarihinde),
yürürlüğe girecek. Yani, işçi sayısına ve tehlike sınıfına bağlı olarak işyerleri yukarıdaki tarihlere göre yürürlüğe girecek.
- İş güvenliği uzmanı çalıştırılmaması halinde, 2013 yılında 5.390 TL/ her ay (aykırılığın devamı halinde),
- İşyeri hekimi çalıştırılmaması halinde, 2013 yılında 5.390 TL/ her ay (aykırılığın devamı halinde),
- Diğer sağlık personeli çalıştırılmaması halinde, 2013 yılında 2.695TL/ her ay (aykırılığın devamı halinde),
İdari para cezası uygulanacak.
***
Başka hangi cezalar uygulanacak
Ancak, söz konusu yasa ile getirilen yükümlülükler sadece bunlarla sınırlı değil. Ayrıca birçok yükümlülük getirilmiştir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile diğer mevzuat çerçevesinde işverenlere;
- Risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmak, (Risk değerlendirmesi yapmama veya yaptırmama halinde (Aykırılığın devamı halinde) 2013 yılında 4.851 TL/ her ay),
- Acil eylem planı yapmak, (Acil durumları belirlememek, acil durumlar için tedbir almamak, acil durum planlarını hazırlamamak, destek elemanı görevlendirmemek, araç gereç sağlamamak, acil durumlarda işyeri dışındaki kuruluşla irtibatı sağlayacak düzenlemeyi yapmama halinde (her yükümlülük için ve aykırılığın devamı halinde) 2013 yılında 1.078 TL/ her ay),
- Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmesi, (İş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmeyen her çalışan için 2013 yılında 1.078 TL)
- Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışanlara mesleki eğitim verilmesi, (Mesleki eğitim aldırılmayan her çalışan için 2013 yılında 1.078 TL)
- 50 ve daha fazla işçi çalışan işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurulması, (İş sağlığı ve güvenliği kurulunu oluşturmamak, alt işverenin bulunduğu hallerde uygun kurulu oluşturmamak, kurullar arasında koordinasyonu sağlamaması halinde 2013 yılında 2.156 TL / her aykırılık için)
- Çalışan temsilcisi atanması/seçilmesi, (İşyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayılarına göre çalışan temsilcileri görevlendirilmemesi 1.078 TL),
gibi yükümlülükler ve buna uyulmaması halinde uygulanacak idari para cezaları getirilmiştir. Buraya yazamadığımız birçok başka yükümlülükler olduğunu da hatırlatmalıyız.
Sonuç olarak, 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle işverenlerin Risk değerlendirmesi ve acil eylem planı hazırlaması, işçilere mesleki ve İSG eğitimlerini vermesi, çalışan temsilcisi ataması gibi hususları bir an önce yapması gerekmektedir. Burada zamana yayılmış bir durum yoktur. 01.07.2013 ve 01.07.2014 tarihinin beklenmemesi gerekmektedir.
Burada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bir denetim yapmasını beklemeye gerek yoktur. Esasen bu yükümlülükler sağlıklı ve güvenlikli bir çalışma ortamı sağladığından en kısa zamanda yapılmalıdır. Burada amaç ceza yazmak olmamakla birlikte, sistemin uygulanmasını sağmak için de idari para cezası uygulanabilmektedir.

5 Şubat 2013 Salı

2013′te yük artacak ama armatör kazanamayacak

2013′te yük artacak ama armatör kazanamayacak

Uluslararası Para Fonu dünya ticaretinin bu yıl yüzde 4.5 büyüyeceğini öngörüyor. Uluslararası araştırma şirketleri ve bankalara göre denizyolu ticareti de benzer bir büyüme gösterecek.



Murat ERDOĞAN – Uluslararası araştırma şirketleri ve bankaların denizcilik piyasalarına yönelik yaptığı analizler, gemi sahiplerine 2013 için umut vermiyor. Analistlere göre denizyoluyla taşınan yük miktarı artacak fakat tüm deniz ticaret filosunun kazanmasına yetmeyecek.
Moore Stephens, bankaların bu yıl denizcilik sektörünü daha yakından kontrol altına alacağına dikkat çekti. Uluslararası bankaların 2013 yılı ekonomik ve denizcilik piyasalarına yönelik derinlemesine yaptığı analizler Moore Stephens’i haklı çıkarıyor. Denizcilik piyasalarına dair yaptığı araştırmalarla öne çıkan DVB Bank, denizyolu dökme kuru yük miktarının gelecek yıllarda da artmaya devam edeceğini söyledi. Banka analistlerinin tahminlerine göre net sonuçlar henüz oluşmasa da 2012′de kuru yük talebindeki büyüme yüzde 4.1 olacak. Bankanın 2013 artış öngörüsü ise yüzde 7.2 oranında. Hindistan ve Çin’in büyümeyi getirecek başrol oyuncu olacağı belirtildi.
Gemiler üstündeki baskı artıyor
Gemi fiyatlarına yönelik de tahminde bulunan banka analistleri, aşırı yeni gemi arzı ve yeni gemi fiyatlarındaki düşüşün, özellikle 15 yaşın üstündeki gemi fiyatlarını daha zayıf hale getirdiği belirtilerek şu konulara dikkat çekildi: “Piyasaya giren her yeni gemi ikinci el gemiler üstündeki baskısını artırıyor. Enerji verimliliği dizaynı endeksi (EEDI) gibi yeni regülasonlar da yaşlı gemiler üstündeki baskıyı artıran diğer unsurlar. Kiracılar bu durumu navlunları daha aşağılara çekmek için kullanacaklardır. Bu açıdan 2014′ten önce yeni gemi inşa fiyatlarında devam eden düşüş trendi sonlanmayacak. Çünkü aşırı yeni gemi arzı, bu yıl da piyasalar üstündeki baskısını artıracak ve navlunların aşağı seviyelerde seyretmesine neden olacak. Bu baskının ne seviyede olacağını ise yıl içindeki sipariş defteri ve teslimatlar belirleyecek. DVB, gemi sahiplerinin işletme maliyetlerinin üstünde gelir elde etmek istiyorlarsa yeni inşa kontratlarını azaltmaları ve hurdaya gemi satışlarını artırmalarını tavsiye ediyor.
Ticaret yüzde 4.5 büyüyecek
Uluslararası Para Fonu (IMF) dünya ticaretinin yüzde 3.2 oranında büyüdüğünü ve bu yıl da yüzde 4.5 büyüyeceğini öngörüyor. Fakat bu büyüme bütün deniz ticaret filosunun kazanması için yeterli değil. Analistlere göre çok sayıda denizcilik şirketi para kaybetmeye devam edecek. Clarkson’un tahminine göre; 2012′de rekor büyüme kaydeden deniz ticaret filosu bu yıl da yüzde 5 büyüme gösterecek. DVB Bank, Ekim 2011′den bugüne kadar dökme kuru yük filosunun
75 milyon dwt taşıma kapasitesine sahip 758 gemi ile yüzde 13 oranında rekor bir büyüme gösterdiğine dikkat çekti. Ayrıca aktif filonun yüzde 20 büyüklüğünde yani 130 milyon dwt’lik sipariş defterinin bulunuduğu vurguladı. Benzer büyüme rekorlarının gemi sökümünde de olduğunu belirten Banka, son üç yılda hurdaya satılangemi tonajlarını açıkladı: “2009 yılında 10.9 milyon dwt tonajında 256 gemi. 2010′da navlunlar biraz yüksek seyredince hurdaya satışlar düşük kaldı. 5.3 milyon dwt tonajında 121 gemi hurdaya gitti. 2011′de ise 23.3 milyon dwt tonajında 385 adet gemi hurdaya satılırken, 2012 yılının bitmesine birkaç ay kala söküme gönderilen gemi miktarı 25.9 milyon dwt tonajında 406 adet oldu.
Yakıt maliyetleri denizcilerin en büyük gider kalemi
Gemi sahiplerinin kazanamamasının en büyük nedenlerinden biri aşırı gemi arzı olduğu kadar yakıt fiyatlarındaki artış da etkili oluyor. Bloomberg’in verilerine göre, 86 bin 500 gemiden oluşan deniz ticaret filosunun 2011′de 6.48 knot olan hız ortalaması geçen yıl 5.94 knot seviyesindeydi. Norveç merkezli DNBBank’ın 2 milyon varil petrol taşıyabilen çok büyük tonajlı tanker, 14.5 knot hız yerine 10.5 knot hızınıda seyrederse günlük geliri 12 bin dolar oluyor. Büyük tonajlı tankerler günlük 95 ton civarında yakıt tüketirken bir capesize gemi 61 ton yakıyor. Gemilerin düşük hızda seyretmesi tankerlerin günlük 40 ton, capesize gemilerin ise 35 ton daha az yakıt tüketmesini sağlıyor. Bu tüketim süpertankerler için günlük 38 bin dolar tasarruf anlamına geliyor. Yakıt fiyatlarında ton başına 100 dolarlık artış, gemilerin gelirlerini ciddi düşürüyor. Dünyanın en büyük armatörlük şirketlerinden Mitsui OSK Lines, bunker fiyatlarındaki artıştan dolayı yılın son çeyreğinde 50 milyon dolar gider oluştuğunu açıkladı. Dünyanın en büyük armatörlük şirketi Maersk’ün yılın üçüncü çeyrek raporunda kaybın 100 milyon dolar civarında olduğu açıklanmıştı.
Denizyolu yük taşımacılığı 10 milyar tona çıkacak
Yayımlanan raporlara göre, 2013 bölgeler arası ticaretin artacağı bir yıl olacak. Clarkson, denizyolu ticaretinin yüzde 4.3 artarak 9.8 milyar tona ulaşacağını tahmin ediyor. Ham petrol yükünün yüzde 3.3 oranında artarken, kömür ve
demir cevheri gibi dökme kuru yük ticaretideki büyüme yüzde 4 civarında olacak. Diğer taraftan artan denizyolu ticareti armatörleri yaşlı gemileri hurdaya göndermekte çekimser bırakıyor. Dolayısıyla bu yıl 45.9 milyon dwt’lik bir tonajın
hurdaya satılması bekleniyor. Clarkson’a göre 2012′de hurdaya satılan tonaj 59.3 milyon dwt oldu.

750 kw şartı römorkör firmalarına yaradı

750 kw şartı römorkör firmalarına yaradı


Yeni ‘Limanlar Yönetmeliği’ ile birlikte 750 kw’nin altına baş pervaneye sahip olan 5.001 ile 15.000 dwt arasındaki gemiler, liman operasyonlarında artık ikinci bir römorkör almak zorunda. Arkas filosu başta olmak üzere Türk limanlarına gelen yüzlerce gemi değişiklikten etkilendi. Gemiler her seferinde 2-3 bin dolar fazladan ödemek zorunda kalıyor.

Aylık ulaşım ve iş dergisi Unibusiness Şubat sayısında Murat Nebioğlu imzasıyla yayımlanan haberde 31 Ekim 2012’de yürürlüğe giren ‘Limanlar Yönetmeliği’nin sektöre etkilerini gündeme aldı. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her gemi bir kılavuz ve römorkör alarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 31 Ekim 2012’de yürürlüğe giren ‘Limanlar Yönetmeliği’ armatörlere ek maliyetler getirdi. 5001 groston üstündeki gemilere getirilen ilave römorkör şartına gemi sahipleri tepki gösterdi.
limanlara yanaşmak veya kalkmak zorunda. Gemilerin alacağı römorkör sayısı büyüklüklerine göre belirleniyor. Baş pervanesi (bow thruster) olan gemilerin ise bir istisnası bulunuyor. Benzer tonajdaki gemilere nazaran bir eksik römorkör alarak operasyon yapabiliyor. Fakat Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 31 Ekim 2012’de yürürlüğe koyduğu yeni ‘Limanlar Yönetmeliği’ dengeleri bozdu. Yönetmelikle, 5001 grt – 15.000 grt aralığındaki gemilerin tek römorkörle operasyon yapabilmeleri için en az 750 kw gücüne sahip baş pervanelere sahip olma şartı getirdi. Böyle olunca daha önce tek römorkör alabilen gemiler iki römorkörler operasyon yapmak zorunda kaldı. Böylelikle zaten son dört yıldır para kazanamayan armatörlerin yarasına tuz basılmış oldu. Çünkü


her römorkör, armatör için ilave bir maliyet demek. Her limanda farklı fiyatlar uygulanmakla beraber bir römorkör destek hizmetinin 2 bin ile 3 bin dolar arasında değiştiği belirtiliyor.
Arkas Line Genel Müdürü Can Atalay:
Filomuzun yarısı etkilendi
Arkas Line Genel Müdürü Can Atalay da işlettikleri 30 gemiden yarısının bu düzenlemeden etkilendiğini belirterek pervanelerin gücünü yükseltmek için teknik bir çalışma yaptıklarını ve maliyetlerini araştırdıklarını kaydetti. Gemilerin bir sıkıntı yaratmadan yıllarca çalıştığını ifade eden Atalay, Türk limanlarına uğrak yapan gemilerimizi başka hatlara almak gibi farklı çözümler de üretmeye çalıştıklarını belirtti.

HER OPERASYONDA 3 BİN DOLAR FAZLADAN ÖDENİYOR
Dadaylılar Denizcilik Genel Müdürü Metin Şener:
750 kw küçük tonaj için çok yüksek
Dadaylılar Denizcilik Genel Müdürü Metin Şener de, filolarındaki gemilerin de bu değişiklikten etkilendiğini belirterek “Hollanda’dan yük getiren bir gemimiz Türkiye’de üç limana uğrak yaparak yükünü boşaltacaktı. Gemi Türkiye’ye gelmeden değişiklik yürürlüğe girdi. Ekstradan 6 bin 500 dolar maliyet çıktı. Zaten maliyetine navlun bulmuştuk, hesapta olmayan maliyet ile seferden zarar ettik” dedi. 5.000 grt’lik bir gemi için baş pervanelerden istenen 750 kw çok yüksek bir güç olduğunu dile getiren Şener şunları söyledi: “Bizim gemimiz 11.000 dwt ve 350 kw güce sahip baş pervanelerimiz fazlasıyla yetiyor. Bence tonajlar arasındaki sınırlama fazla tutulmuş. 15.000 grt’lik bir gemi yaklaşık 30.000 dwt’lik gemi demek. Bu kadar büyük tonajdan 750 kw isteyebilirsiniz ama 10.000 dwt’lik gemiler için 750 kw çok yüksek bir güç.”
Polaris Denizcilik Genel Müdürü Kaptan Levent Akson:
Bilimsel hiçbir dayanağı yok
Zor piyasa koşullarında denizci girişimcilerin ayakta kalabilmesi için devlette destek beklerken, maliyetleri artıracak düzenlemelerin yapıldığını dile getiren Polaris Denizcilik Genel Müdürü Kaptan Levent Akson, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yeni çıkan kararname ile grostonu 5 binin üstünde olan gemilerde minimum 750 kw baş pervane isteniyor. Bizim gemiler inşa edilirken hesaplamalar yapılmış ve baş pervaneleri 340 kw olarak belirlemişler. Bu gemileri 30 yıldır kullanıyoruz ve hiçbir sıkıntı yaşamadık. Bu gemilerde 750 kw’lık bir pervaneyi daha birinci kademede çalıştırdığınız zaman gemiyi tutmanız mümkün değil. Devlet neye göre böyle bir karar aldı. Dünyada böyle bir uygulama yok. Bilimsel bir araştırma yapılmış mı? Sonra sormazlar mı sizin bu römorkör şirketlerle ortaklığınız mı var diye?”
‘Vahşi kapitalizmin dişleri armatörün sırtına geçmiş’
Römorkör bedava hizmet vermediğini ve düzenlemenin armatörlere ek maliyet yüklediğini dile getiren Akson, Römorkör aldırmak için kuralı değiştirdiler ve 750 kw şartı getirdiler. 8 bin tonluk bir gemide 750 kw’lık bir baş pervane çok büyük bir güç. 18 bin tonluk bir geminin kullanabileceği bir güç. Teknik bir hata yapılıyor burada. Hangi mantık bunu yaptırıyor” yorumunu yaptı. Denizcilerin hakkının korunmadığını söyleyen Akson, “Vahşi kapitalizm dünyada tırnaklarını armatörlerin sırtına geçirmiş fakat Türkiye’de dişlerini armatörlerin sırtına geçirmiş durumda. Devletin devreye girip müdahale etmesi lazım fakat bakanlık denizcilerin hakkını korumak için hiçbir şey yapmıyor” dedi.

Kaynak: Unibusiness

Galataport'ta ihale süreci başlıyor

Galataport'ta ihale süreci başlıyor


05 Şubat 2013 Salı 14:13


İSTANBUL - Galataport olarak bilinen Karaköy'deki İstanbul "Salıpazarı Limanı" için ihale ilanına bu hafta çıkılması planlanıyor. Teklifler ise Nisan sonunda alınacak.
CNBC-e'ye bilgi veren yetkililer, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın ihale ilanını bu hafta içinde yayımlamayı planladığını söyledi.
"İhalede tekliflerse Nisan sonunda alınacak" diyen bir başka yetkili, ihale yönteminin 30 yıllığına işlet hakkı devri olacağını söyledi.
Karaköy'den Tophane'ye kadar olan 1,200 metrelik sahil şeridi ve yaklaşık 100,000 metrekarelik alanda alışveriş merkezleri, oteller ve liman yapım işletimini kapsayan Galataport diğer adıyla Salıpazarı Kruvaziyer Limanı ihalesi bu yılın ilk yarısında tamamlanacak.
İptal edilen ihalede en yüksek teklif 3,5 milyar dolardı
Galataport ilk olarak 2005'te görücüye çıktığında ihaleyi İsrailli işadamı Sami Ofer ile işadamı Mehmet Kutman'ın ortaklığındaki Royal Caribbien konsorsiyumu, 3 milyar 538 milyon euroluk en yüksek teklifiyle kazanmıştı. Ancak ihale Danıştay tarafından iptal edilmişti.
Danıştay'ın ilk ihaleyi iptal ederken ortaya koyduğu imar sorunlarını çözmek için yaklaşık 2 yıl önce başlatılan çalışmalar geçen yıl tamamlandı ve yeni nazım imar planı 24 Ekim 2012'de Resmi Gazete'de yayımlandı.
Kaynak: CNBC-e

İstanbul'a AMFİBÜS

İlginç araçlar Haliç'te kullanılacak


CİHAN

İstanbul'un sembollerinden Haliç'in iki yakası Amfibi model karada ve suda giden taşıt) otobüs ile bir birine bağlanacak. Karadan suya girerken tekerleklerini toplayan ve gemi halini alan otobüs, Ağustos ayında hizmete sunulacak.

5 DAKİKADA GEÇİLECEK
Şu an Hollanda'nın Roterdam şehrinde kullanılan ve Amfibus olarak anılan taşıt ile Sütlüce'den Eyüp'e 5 dakikada geçilebilecek.

Amfibus'ın distribütörü Magic Bus İstanbul'un Genel Müdürü Yılmaz Çelik, Haliç'in iki yakasının artık kayıklarla değil otobüsle bir birine bağlanacağını dile getiriyor.

2013 Ağustos ayından itibaren taşıtın İstanbul'a hitap edeceğini anlatan Yılmaz Çelik, "Malum Fatih'in İstanbul'u fethinde gemiler denizden karaya indi. Biz de böyle bir ambians yapacağız." diyor.

Çelik, Amfibus'ın İstanbul'a doping olacağını, şehrin gelirlerini önemli oranda artıracağını vurguluyor.

ALTIN BOYNUZ'A BÜYÜK ÖNEM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un vitrinlerinden Haliç'e büyük önem veriyor. Altın Boynuz olarak bilinen alanı çamurdan arındırma adına yürütülen faaliyetleri de teşvik ediyor. Bununla da yetinmeyen Tayyip Erdoğan, devletin ilgili organlarını ve belediyeleri Haliç'in bilinirliğini artırmaya davet ediyor. Erdoğan'ın gayretlerine Amfibus ile katkı yapacaklarını anlatan Çelik, "Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile de bir araya geldik. Amfibus'a sıcak. Buradan aldığımız güç ile taşıtı İstanbul'a getireceğiz, 2014'te de Türkiye'de üreteceğiz." ifadelerini kullanıyor.

Çelik, maliyeti 1 milyon 215 bin Euro'yu bulan otobüsün Haliç'i çekim alanı yapacağına işaret ediyor. Taşıtın 7'den 70'e toplumun tamamının ilgi odağı olacağını belirtiyor.

Amfibus'ı yeni olduğu, devletin belli organları kaygılı olduğu için Haliç'te deneyeceklerini aktaran Magic Bus İstanbul Genel Müdürü, taşıtın büyük ilgi göreceğinden söz ediyor. Yılmaz Çelik, şöyle devam ediyor:

"Amfibi model otobüsü devlet teşvik ediyor. Biz de bu teşviklerden yararlanma adına gerekeni yapıyoruz. Umut ediyorum Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan yardım alacağız. Bu otobüs tek bize ait değil. Diğer operatörler ya da acenteleri de yararlandırabiliriz. Çünkü ülke olarak gelirlerimizi artıracak.

Hem otobüs hem gemi görevi gören taşıt şoför dâhil 47 yolcu alıyor. Otobüsün konforunu da ihtiva ediyor, gemide olan öğeleri de içeriyor. Motor sudan etkilenmediği gibi gemide olduğu gibi kamarası var, navigasyonu var, can yeleği var; WC'si var.

15 kilometre sürat yapıyor. Haliç'i 3-5 dakikada geçebiliyor. Ama biz tur amaçlı baktığımız için Amfibibus'ın konuklarını bir yakadan diğer yakaya 30 dakikada bağlamasını planlıyoruz."

4 Şubat 2013 Pazartesi

Sınırda gümrük toplantısı-Haber

Sınırda gümrük toplantısı


04 Şubat 2013 Pazartesi 15:36

Bulgaristan ile Türkiye'nin gümrük yetkilileri toplantı yaptı.


EDİRNE - Bulgaristan'ın Kapitan Andreevo Sınır Kapısı'nda süren genişletme çalışmaları nedeniyle tır giriş çıkış işlemlerinin yavaşlaması üzerine toplantı yapıldı.
Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Müslüm Yalçın, Svilengrad Gümrük Bölge Müdürü Todor Karaivanov ve sınır kapılarında görevli yöneticiler, Kapıkule Sınır Kapısı VİP Salonu'nda düzenlenen toplantıya katıldı.
Karaivanov, Kaptan Andreevo Sınır Kapısı'nda devam eden modernizasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Yalçın da tır giriş ve çıkış işlemlerinin hızlandırılması talebini Bulgar yetkililere iletti.
"Görüşmeler olumlu"
Yalçın, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, son haftalarda Türkiye tarafında, Bulgaristan'dan kaynaklı tır kuyruklarının oluştuğunu söyledi.
Görüşmelerde Bulgar makamlarından, sınır kapısı inşaatı başlamadan önce taahhüt ettikleri tır giriş-çıkış sayılarına riayet etmelerini istediklerini anlatan Yalçın, "Bulgaristan makamları günlük 600 tır alımı yapacaklarını belirtmişlerdi. Ancak son haftalarda bu sayıyı 400'e kadar düşürdükleri için Kapıkule Sınır Kapısı ve Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda kuyruklar oluşmaya başladı. Konuyu ilgililerine anlattık, onlarda gereğini yapacaklarını söylediler. Olumlu bir görüşme oldu" diye konuştu.
Geçen hafta Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda yurt dışına çıkmak için bekleyen tırlar uzun kuyruklar oluşturmuştu.

TCDD yük taşımacılığında Rusya'ya açılıyor-Bravo

TCDD yük taşımacılığında Rusya'ya açılıyor


04 Şubat 2013 Pazartesi 11:17

Son Güncelleme: 11:19

Samsun-Kavkaz Demiryolu Feribot Hattı Projesi kapsamında, Türkiye ve Rusya arasında denizyolu-demiryolu kombine taşımacılığı yapmak üzere Samsun Limanı'nda yapılan tesisler 19 Şubat'ta açılacak.


ANKARA - Samsun-Kavkaz Demiryolu Feribot Hattı Projesi kapsamında, Türkiye ve Rusya arasında denizyolu-demiryolu kombine taşımacılığı yapmak üzere Samsun Limanı'nda yapılan tesisler, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Rusya Federasyonu Ulaştırma Bakanı Maxim. Y. Sokolov'un katılımıyla 19 Şubat'ta törenle açılacak.
Demiryollarındaki hat açıklıklarının farklı olması nedeniyle, Türkiye ile Rusya arasında doğrudan demiryolu taşımacılığı yapılamıyor. İki ülke arasında trenle yük taşımacılığını mümkün kılmak amacıyla 2005 yılında, Samsun ile Rusya'nın Kavkaz limanları arasında feribot hattı oluşturulmasına karar verildi. Rusya ile Türkiye arasında denizyolu-demiryolu kombine taşımacılığı yapmak üzere 2005 yılında çalışmaları başlatılan Samsun-Kavkaz Feribot Hattı Projesi kapsamında, Samsun ve Kavkaz limanlarına feribot boji (tekerlek takımları) değiştirme istasyonları kuruldu ve iki liman arasında feribot hattı oluşturuldu.
Türkiye ve Rusya arasında trenle yük taşımacılığına mümkün kılan Samsun-Kavkaz Feribot Hattı Projesi kapsamında, Samsun Limanı'nda yapılan tesisler, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Rusya Federasyonu Ulaştırma Bakanı Maxim. Y. Sokolov'un katılımıyla 19 Şubat'ta düzenlenecek törenle açılacak.
Sistem nasıl işleyecek?
Proje ile Rusya'nın Kavkaz Limanı'ndan tren ferilerine bindirilen geniş hat açıklığına sahip vagonlar, Samsun Limanı'na getirilecek. TCDD gabarilerine uygun olan Rus vagonlarının tekerler takımları, Samsun Limanı'nda kurulan tesiste, Türk demiryolu hat açıklığına uygun (UIC) tekerlek takımları ile değiştirilecek ve vagonlar Türkiye üzerinden transit olarak Orta Doğu ve Avrupa ülkelerine taşınabilecek. TCDD gabarilerine uygun olmayan Rus vagonlarındaki yükler ise Samsun Limanı'nda karayolu araçlarına veya TCDD vagonlarına aktarılarak Türkiye'deki varış noktalarına sevk edilecek. Aynı şekilde tam tersi yöndeki taşımalar yapılacak.
Türkiye bölgesinde daha etkin konuma gelecek
Projeyle; yakın bölgesinde yaklaşık 400 milyon nüfus bulunan Türkiye'nin, kuzey-güney ve batı-doğu koridorları üzerinde etkin bir konuma gelmesi, özellikle Rusya'dan Orta Asya'ya ve Orta Doğu'ya yük akışının Türkiye üzerinden sağlanması amaçlanıyor. Denizyolu-demiryolu kombine taşımacılığında demiryolunun istenilen düzeye ulaştırılması da projenin hedefleri arasında yer alıyor.
Yılda 200 bin ton yük taşınacak
Yatırım maliyeti 10 milyon lira olan projeyle, Gürcistan'ın Poti ve Bulgaristan'ın Varna limanlarına yapılacak bağlantılarla, Avrupa, Kafkasya, Asya Ulaşım Koridoru (TRACECA) koridoru geliştirilecek.
Türkiye ile Rusya arasında bir kombine taşımacılık sistemi oluşturularak taşıma maliyetlerinin azaltılmasına ve taşıma sürelerinin kısaltılmasına imkan verecek proje, Türkiye üzerinden Rusya, Karadeniz'e kıyısı olan Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, Türki Cumhuriyetler ve İskandinav ülkelerinin; Akdeniz, Orta Doğu, Orta Asya, Hindistan ve Çin bağlantısını sağlayacak.
Samsun-Kavkaz Demiryolu Feribot Hattı ile Türkiye ve Rusya arasında ilk aşamada yıllık 200 bin ton yük taşınacak. Taşınan yük miktarının 5 yıl içinde artarak, yıllık en az 300 bin tona çıkarılması planlanıyor.

1 Şubat 2013 Cuma

BTC, 2 bin tankeri boğazlardan çekti

BTC, 2 bin tankeri boğazlardan çekti

Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nden(Socar) basına yapılan açıklamaya göre, geçtiğimiz ay Ceyhan’dan 2 milyon 513 bin ton Azerbaycan petrolü ihraç edildi. 2012 yılı içerisinde toplam ihraç edilen petrol miktarının ise 29 milyon 299 bin ton olduğu bildirildi. Açıklamada, Ceyhan’dan 2012 yılında yapılan petrol ihracatının 2011 yılına oranla yüzde 8,7 daha az olduğu kaydedildi. Bakü Tiflis Ceyhan(BTC) petrol boru hattı hizmete girdiği tarihten yılbaşına kadar toplam 203 milyon 317 bin ton Azerbaycan petrolü ihraç etti. 2 Haziran 2006’da başlayan Ceyhan terminalinden 1 Ocak 2013’e kadar 2 bin 083 tanker ile 1.609 milyon varil ham petrolün sevk edildiği belirtiliyor.

Gemiler bunkercilere çalışıyor

Gemiler bunkercilere çalışıyor

Günlük 7 ile 12 bin dolar aralığında navlunlarla para kazanmaya çalışan gemi sahipleri, günlük 30-40 bin dolarlık bunker (gemi yakıtı) faturası ödüyorlar.





Murat ERDOĞAN - Yakıt fiyatları yeni yıl ile birlikte yeniden yükselişe geçti. Gemi sahipleri düşük hızla giderek tasarruf etmeye çalışsa da on binlerce dolarlık yakıt maliyetini düşüremiyorlar.
Bunker fiyatları yeni yıl ile birlikte tekrar artışa geçti. Yılın ilk üç haftasında ticari gemilerin kullandığı F380 denilen yakıtın tonunda yüzde 2 oranında artış oldu. Singapur’da 627 dolar olan F380 yakıtının tonu Pire Limanı’nda 640 dolara, İstanbul Boğazı’nda ise 655 dolara kadar yükseldi. En düşük fiyat 616 dolar ile Avrupa’nın aktarma merkezi Rotterdam Limanı’nda. Dünya genelinde her yıl ortalama 350 milyon ton gemi yakıtı satıldığı tahmin ediliyor.
Navlunların dip yaptığı son birkaç yılda gemi işletmelerinin en büyük gider kalemini yakıt maliyetleri oluşturuyor. Büyüklüğüne göre günde 10 ton ile 250 ton arasında yakıt tüketen gemiler, düşük hızda seyrederek yakıt tasarrufu sağlamaya çalışılıyor. Diğer gemi tiplerine nazaran daha hızlı olan konteyner gemilerinin tam yolda tükettiği yakıt miktarı ise dudak uçuklatıyor. 14 bin teu kapasiteli dünyanın en büyük konteyner gemilerinden Emma Maersk’in saatte 14 ton yakıt tükettiği fakat ekonomik hızda seyretmesi halinde saatte 6.3 ton yakıt tükettiği belirtiliyor. 8.000 teu kapasiteli bir konteyner gemisi 24 knot hızla gittiğinde günlük 225 ton bunker tüketirken, hızını 20 knota düşürdüğünde günde 75 ton bunker tasarrufu elde edebiliyor. 165.000 dwt’lik bir suezmax tankerin günlük yakıt tüketimi 90 tonu bulurken, aynı tonajda bir capesize geminin farklı dizaynından dolayı günlük tüketimi 55 tonu buluyor. IFO 380 fuel oil yakıtının 2012 yılı ortalama ton fiyatı 669 dolardı. Buna göre hesaplandığında tonaj ve hızlarına göre değişmekle beraber büyük gemilerin günlük yakıt giderleri 35 bin dolar ile 150 bin dolar arasında değişiyor. Gemiler düşük hızda giderek yakıt tüketiminde yüzde 40 oranında tasarruf sağlayabiliyor fakat yine de gemilerin kazandığından daha fazlasını bunker şirketleri kazanıyor. Çünkü bugün orta ve büyük tonajlı gemilerin günlük navlunları 6 bin ile 12 bin dolar aralığında değişiyor. Kredi borçları bulunan gemi sahipleri işletme maliyetlerinin altında gemilerini çalıştırırken, borcu olmayan armatörler de çok düşük karlarla çalışmak zorunda kalıyor.

Ceynak’ın gözü Tekirdağ Limanı’nda

Ceynak’ın gözü Tekirdağ Limanı’nda

Samsun Limanı’nı 36 yıllığına kiralayan Cey Group, Akkök Grubu’nun TDİ’ye devrettiği Tekirdağ Limanı’nı gözünü kestirdi. Cey Group Başkanı Avcı, “Limanın işlerini şimdilik biz yapıyoruz. Eğer özelleşirse limana da talip oluruz” dedi.

Ceyhan Nakliyecilik ismiyle girdiği lojistik sektöründe 43 yılını dolduran Cey Group, sahip olduğu liman sayısını artırmak için harekete geçti. 2010 yılında Özelleştirme İdaresi’nden 125 milyon dolara 36 yıllığına Samsun Limanı’nı kiralayan Cey Group’un radarında bu kez Tekirdağ Limanı var.Şöyle ki; Tekirdağ Limanı’nı 1997 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan (ÖİB) alan ve ismini Akport olarak değiştiren Akkök Grubu, yüksek kira ve yanaşan gemilere kesilen cezalar nedeniyle Mart 2012′de limanı Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne (TDİ) iade etti. Limanda faaliyetin durması üzerine yapılan ihale sonucu Cey Group, geçen hafta pazar gününden itibaren limanda ücret karşılığı yükleme ve boşaltma işlerini yapmaya başladı.
Samsun’a 40 milyon $ yatırım yaptı
Şu anda limanı tanımaya başladıklarını belirten Cey Group Başkanı Ali Avcı, ihaleye çıkarılması halinde Tekirdağ Limanı’nı almaya talip olduklarını söyledi. Samsun Limanı’na 3 yılda 40 milyon dolar yatırım yaptıklarını, 1.5 milyon ton olan işleri, 3.7 milyon tona, 8 milyon dolar olan ciroyu da 23 milyon dolara çıkardıklarını hatırlatan Avcı, aynı başarıyı Tekirdağ Limanı’nda da göstermek istediklerini bildirdi. Avcı, “Şu anda limanın özelleştirilmesi için danışman firma ihalesine çıkıldı. Eğer özelleştirme ihalesi gerçekleşirse limana talip olacağız” dedi.
100 milyon $ ciro
Grup olarak 2011′de 110 milyon dolar ciro elde ettiklerini, geçen yıl bu rakamın 100 milyon dolara gerilediğini ifade eden Avcı, gelirin yüzde 25′lik bölümünün Samsun Limanı’ndan kalan kısmının da nakliye ve lojistikten geldiğini vurguladı. Bazı faaliyetlerden çıktıkları için ciroda gerileme yaşandığını belirten Avcı, “İş gücüne dayalı faaliyetlerden çıkıyoruz. ‘Biz amele çavuşu değiliz’ diyoruz. Rekabetin yoğun olduğu şehir temizliğini yapmayacağız” diyerek bu yılki cironun yeniden 110 milyon dolara çıkacağını iddia etti.
Fırsat görürsek Hava Kargo’ya gireriz
Cey Gorup Başkanı Avcı, lojistik ve nakliyede Türkiye’nin tüm noktalarına hizmet verdiklerini söyledi. Tahıl lojistiğinde çok iyi olduklarını aktaran Avcı, “Biz müşterinin istediğine göre hizmet veriyoruz. İstanbul’da havalimanının yanında büyük bir yerimiz var. Hava kargo taşımacılığına müsait. Ancak şu sıralar sektörde taşlar dağınık. Eğer fırsat görürsek hava karo taşımacılığına gireriz” şeklinde konuştu.
DUNYA

Piri Reis Haritası 500 yaşında

Piri Reis Haritası 500 yaşında


01 Şubat 2013 Cuma 12:06

Piri Reis'in 1513 yılında hazırladığı, Orta ve Güney Amerika'nın doğu kıyılarını gösteren dünya haritasının 500. yıl dönümü münasebetiyle, UNESCO 2013'ü dünyada "Piri Reis Yılı" ilan etti.


İSTANBUL - Piri Reis'in hazırladığı ve Mısır seferi sırasında Yavuz Sultan Selim'e sunduğu dünyaca ünlü harita aylık tarih ve kültür dergisi Yedikıta'nın Şubat sayısında geniş yer buldu.
Piri Reis Haritası'nın 500. yıl dönümü ve 2013'ün UNESCO tarafından "Piri Reis Yılı" ilan edilmesi dolayısıyla, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Ak tarafından derlenerek, Yedikıta Dergisi'nde yayınlanan makale, Piri Reis'in haritasıyla ilgili dikkati çekici bilgiler içeriyor. Piri Reis'in 1513'te Gelibolu'da hazırladığı harita, Topkapı Sarayı Müzesi, Revan Kitaplığı, Numara 1633'e kayıtlı olarak muhafaza ediliyor.
Deve derisi üzerine 9 renk ile resmedilmiş ve üst kısmı koparılmış olan haritada üçü küçük, ikisi büyük 5 rüzgar gülü bulunuyor. Piri Reis çizdiği haritasında pek çok yenilikler ortaya koyduğunu, Hind ve Çin Denizlerinin şimdiye kadar Anadolu'da kimsede bulunmayan yeni haritalarını çıkardığını ve bunu Mısır'da Yavuz Sultan Selim'e sunduğunu belirtiyor.

Bursa'da Ulaşım Çağ Atladı