30 Eylül 2013 Pazartesi

Marmara Denizi'nde iki gemi çarpıştı- Deniz Taşıma Haber

Marmara Denizi'nde iki gemi çarpıştı

AA
1 Ekim 2013

Maddi hasarın meydana geldiği olayda her iki gemi Şarköy önlerinde demirledi

Romanya'dan Suriye'ye giden 76 metre uzunluğunda 1556 grostonluk Kamboçya bandıralı "Omega Livestock" adlı hayvan gemisi ile Gebze'den Aliağa'ya seyreden 130 metre uzunluğunda 7 bin 776 grostonluk Türk bandıralı "Selay-S" adlı tanker, Marmara Denizi'nde Şarköy açıklarında çarpıştı. Maddi hasarın meydana geldiği kazanın ardından iki gemi Şarköy açıklarındaki güvenli bölgede demirledi.
Yetkililer, herhangi bir deniz kirliliğine rastlanılmadığını kaydetti.

2 Eylül 2013 Pazartesi

Bandırma Feribotu'nda gerginlik- Lojistik Haber

Bandırma Feribotu'nda gerginlik

2 Eylül 2013  00:35
HABERLER Gündem
Bandırma'dan İstanbul'a gitmek için yola çıkan deniz otobüsü içindeki yolculardan birinin rahatsızlanması nedeniyle geri döndü. Ardından deniz otobüsünün hava muhalefeti nedeniyle hareket etmemesi üzerine yolcular ve görevliler arasında tartışma çıktı. Başka bir feribota alınan yolcular bu feribottanda indirilince tartışma büyüdü. Bunun üzerine çevik kuvvet ekipleri olay yerine gelerek olayların büyümesini engelledi.  
Bandırma-Yenikapı seferini yapan Sokullu Mehmet Paşa Deniz Otobüsü saat 21.00'da  Bandırma Limanı'ndan hareket etti. İçindeki bir yolcunun rahatsızlanması üzerine deniz otobüsü kalkıştan 30 dakika sonra 400 yolcusuyla birlikte geri döndü. Hava muhalefeti gerekçe gösterilerek deniz otobüsünün hareket etmemesi üzerine yolcular 21.30 seferini yapacak olan Adnan Menderes Feribotuna binmek istedi. Yolcuların alınmasıyla kalkışa hazırlanan feribota bu esnada yaklaşık 10 kadar araçla gelen yolcularda araçlarıyla binmek istedi. Araçların alınmaması üzerine terminal giriş kapısını yumruklayan araç sakinleri duruma tepki gösterdi. Bunun üzerine feribotun kalkışı ertelendi.
İçindeki yolcuları dışarı çıkarmak isteyen feribot görevlileriyle yolcular arasında tartışma çıktı. Feribottan inmek istemeyen yolcular polis eşliğinde indirildi. Feribotta bulunan 800 yolcunun tamamı indirilirken olayların büyümemesi için çevik kuvet ekipleri de hazır bekletildi. Daha sonra bilet kontrolü yapılarak feribot yolcuları tekrar feribota alındı. Deniz otobüsü yolcuları yaşanan olaylara tepki göstererek durumu protesto ettiler. Deniz otobüsü yolcuları da Sokullu Mehmet Paşa deniz otobüsüne bilet kontrolü yapılarak tekrar bindirildi. Deniz otobüsü 23.30'da Yenikapı'ya hareket etti.
İDO'dan olaya ilişkin şu açıklama yapıldıDün yaşanan olayla ilgili feribot yolcularımız ile deniz otobüsü yolcularımız arasında yaşanan tartışmalara ilişkin görüntü ve yorumların sosyal medyada yer almakta olduğunu görmekteyiz. İDO olarak yaşanan gecikme ve yolcularımız arasında yaşanan tartışmadan üzüntü duyuyoruz. Ancak basına aksettirildiği şekilde denizin güvenli seyir için elverişli olmaması nedeniyle deniz otobüsümüzün Bandırma Limanı’na geri dönüş yapması gibi bir durum söz konusu değildir. Sokullu Mehmet Paşa deniz otobüsümüzün dünkü seferi öncesinde, yaklaşık üç günden beri devam etmekte olan rüzgârlı havanın seyir güvenliği açısından bir sorun teşkil etmediği, ancak hava koşullarının seyahat konforunu etkileyebileceği görülmüş, hava şartlarıyla ilgili olarak da sefer öncesinde anonslar yapılarak hassasiyeti olan yolcularımız tedbir almaları hususunda uyarılmıştır. Bandırma-Yenikapı deniz otobüsümüz planlandığı gibi saat 21:00’da iskeleden ayrılarak yolculuğuna başlamış, ancak yaklaşık 15 dakika sonra, İsmail Giray adlı bir yolcumuzun kalp krizi geçirdiği bilgisi kaptanımıza ulaşmış ve acil geri dönüş kararı alınarak ambulans talebi terminal yetkililerine iletilmiştir. Gemi iskeleye yanaştıktan sonra bir süre ambulans beklenmiş, ambulans geldikten sonra kalp krizi geçiren yolcu araca nakledilerek hastaneye ulaştırılmıştır. Bu bekleme sürecinde psikolojik olarak durumdan etkilenen ve deniz otobüsü ile seyahat etmek istemeyen yolcularımız deniz otobüsü kaptanının İstanbul için tekrar kalkış anonsunu dikkate almayarak yan iskelede bağlı bulunan ve 21.30 seferini yapacak olan Adnan Menderes hızlı feribotuna ani ve izinsiz olarak geçiş yapmıştır. Daha büyük ve hızlı olduğu için feribota geçiş yaptığını düşündüğümüz yolcular zaten tam kapasite dolu olan feribotta kapasite aşımına sebebiyet vermiştir. Kalkış saati gelen feribotta deniz otobüsü yolcuları ile biletli feribot yolcuları arasında yaşanan gerginliği sonlandırmak ve durumu düzeltmek amacıyla yapılan anons ve ikna çabaları ile birlikte personelimiz tarafından yük ve bilet kontrolü başlatılarak yaşanan kargaşanın büyümesi önlenmiştir.Yaşanan bu olay nedeniyle Adnan Menderes feribotu 23.30’da 2 saat gecikmeli olarak seferine başlamıştır. Hızlı feribota deniz otobüsü bileti ile izinsiz binen diğer yolcularımız ise tekrar Sokullu Mehmet Paşa deniz otobüsüne alınarak seyahat etmeleri sağlanmıştır. Sokullu Mehmet Paşa gemimiz Yenikapı’ya 02:40’ta, Bostancı İskelesi’ne de saat 03:15’te ulaşmıştır. Söz konusu bu rötar dışında deniz otobüslerimiz 1 Eylül Pazar günü dış hatlarda toplam 1922 deniz miline karşılık gelecek şekilde 50 sefer gerçekleştirmiş, herhangi bir sefer iptali ya da gecikme yaşanmamıştır. Sokullu Mehmet Paşa gemimizin varış limanına geç ulaşmasına bağlı olarak kara ulaşımında bir sorun yaşanmaması amacıyla Yenikapı İskelesi’nde hazır bulundurulan servis otobüsleri inen yolcularımızı merkezi noktalara aktarmıştır.Sefer sırasında rahatsızlanan İsmail Giray isimli yolcumuzun Bandırma Devlet Hastanesi’nde tedavisi sürmekte olup, hastamızın genel durumunun iyi olduğu öğrenilmiştir. İDO olarak bugünü yoğun bakımda geçirecek hastamızla yakından ilgilenmekteyiz. Saygılarımızla

Marmaray'a kardeş proje geliyor- Güzel Haber, Ama Yollarda Durum Değişmiyor

Marmaray'a kardeş proje geliyor


Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Marmaray'a kardeş bir proje daha olduğunu, bunun da 2015 yılında açılacağını söyledi.
Marmaray'a kardeş proje geliyor
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım NTV'den Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı. Ulaşımda 2023 hedeflerini anlatan Yıldırım, Ankara metrosuyla ilgili de tarih verdi. 3. köprüyle ilgili her şeyin planlandığı gibi gittiğini söyleyen Yıldırım, Marmaray'a kardeş bir proje daha yapıldığını, onun da 2015'te tamamlanacağını söyledi.

'KRİZE RAĞMEN TÜRKİYE TEK ÜLKE'
"2009'daki şurada Türkiye'nin 2023 hedefleri belirlenmişti, bunlara eklenecek yeni projeler olacak mı?" sorusuna Yıldırım, "Ulaştırma Şurası'nın asıl amacı ulaşımda hedefleri ortaya koymak. Türkiye dünyada yaşanan krize rağmen büyük projeleri başlatan hemen hemen tek ülke. Türkiye'nin başlattığı projelerin büyüklüğü çok fazla. Örnek, Marmaray projesi, Ankara- İstanbul hızlı tren, 3 havalimanı, 3. köprü projesi... vs böyle gidiyor" şeklinde yanıt verdi.

3. KÖPRÜ REKOR OLACAK
Yıldırım 3. köprüyle ilgili "3. köprüyle ilgili bilindiği gibi 29 Mayıs'ta temel atıldı, çalışmalar planlandığı gibi gidiyor. Köprünün hem Anadolu hem Avrupa yakasında ayakları yapılıyor. Ayaklar yükselmeye başladı. Köprüden sonra devam edecek yolun izi belli oldu. Geçen basında da uydudan gözükmeye başladı diye bir haber vardı. Özetle proje planladığımız gibi gidiyor, hatta bir miktar da önde gidiyor. 2 yılda köprü artı yollar dünyada bir rekordur, bu çok büyük bir başarı. Bunu daha fazla sıkıştırmanın da bir anamı yok" dedi.

MARMARAY'A KARDEŞ PROJE GELİYOR
Yıldırım Marmaray'a kardeş diye nitelendirilen tüp geçitle ilgili de bilgi verdi. Yıldırım, "Marmaray bir demiryolu projesidir, Uzakdoğu'dan Batı Avrupa'yı birbirine bağlayacak kıtalara arası bir projedir. Onda da sona yaklaşıyoruz. 29 Ekim itibariyle Anadolu yakasında Ayrılıkçeşme Avrupa yakasında da Kazlıçeşme'de açıyoruz. Tüp geçit, hemen onun güneyinde diğer bir proje. Haydarpaşa limanından girip Sarayburnu'ndan çıkan bir tüp geçit var. Bu tüp geçit Marmaray'ın kardeşi dediğimiz proje. 2015 sonuna kadar tüp geçidi açacağız. Marmaray kutu gibi 2 gözden oluşuyor, bir gidiş bir geliş. Tüp geçit altlı üstlü, alttan gidişi var, üstten geliş var.

Bugün İstanbul'un 1 numaralı konusu trafiğidir. Gerek Marmaray gerekse bu 2. tüp geçit İstanbul'un trafiğinin rahatlamasına büyük katkı sağlayacak" dedi.

HIZLI TRENDE ZEMİN SIKINTISI VAR
Ankara-İstanbul hızlı tren projesinin zor bir proje olduğunu söyleyen "Zeminle ilgili bazı sıkıntılarımız var. Onları çözersek yıl sonuna kadar orayı da açmış olacağız" dedi.

ANKARA METROSU 2014'TE
Ankara'da metro çalışmalarıyla ilgili Yıldırım, "Ankara metroları malum çok uzun süre gündemde oldu. En son yaptığımız kanun düzenlemesiyle sayın Başbakanı'mız bu metroların artık belediyeden devralınıp bakanlık tarafından yapılmasını uygun gördü. Biz işlere başlayalı 2 yıl olmadı, Ankaralılar bir an önce hayata geçmesini istiyor. Olağanüstü bir hızla çalışıyoruz. 3 hat devraldık. Keçiören Tandoğan ve Kızılay biraz zaman alacak, orada işler çok az miktarda yapılmıştı, o 2014'ün sonuna doğru olacak. Çayyolu, Batıkent, Sincan bu yıl sonuna doğru bitirmeyi hedefliyoruz" dedi.

'İNTERNET HEM İLAÇ HEM ZEHİR'
Yıldırım, "Torba yasa gibi bir hazırlığınız var, internet suçlarında yeni tanımlar gibi hazırlıklar var, bu ne aşamada?" sorusuna da "Meclis açıldığında bu konuda bir hazırlığımız var doğrudur, bu yasayı gündeme getireceğiz. Bu yasada en önemli konu, gelişen internet. İnternet 10 kat gelişti. İnternet ilaç gibi. İnternet aynı zamanda zehir gibi. Her güzel şeyin olumsuz yanı da var. O yüzden internetin daha yaygın kullanılması özgür kullanılması, bu arada yasal boşluklar oluyor. Hukuki altyapısı yok. Dünyada da yok. Burada oluşan mağduriyetleri nasıl aşacağız? Bir çerçeve oluşturacağız, tanımlar yapmamız lazım. Somutlaştırmak yerinde olur. Sizin adınıza biri bir hesap açıyor, her türlü hakareti yapıyor, sonra farkına varıyorsunuz. 'Ver hesabını' diyorsunuz, benim haberim yok diyor. Bu düzenlemenin amacı bu ve buna benzer olayları düzeltmek. Türkiye dışından ülkemize yönelik faaliyette bulunanların uyacakları kural ve kaideleri, tedbirleri içeriyor" şeklinde yanıt verdi. (Ntv)

22 Ağustos 2013 Perşembe

İstanbul'da 160 milyon liralık 8 yata el konuldu-Lojistik Hukuku Haber

İstanbul'da 160 milyon liralık 8 yata el konuldu

AA
22 Ağustos 2013
İstanbul'da 160 milyon liralık 8 yata el konuldu

İstanbul'da gümrük ekiplerince gerçekleştirilen operasyonda, yabancı bir ülkeden diğerine satılan ve Türkiye gümrük bölgesine girmemesi gereken 8 yata el konuldu.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü ve İstanbul Deniz Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü tarafından yapılan operasyonda, Türkiye'de yerleşik Türk vatandaşı Ö.E.A'nın Fransa'dan satın aldığı 8 yatı, "bayrak kiralama" suretiyle Haydarpaşa Gümrüğü'nden paravan şirketi adına teslim aldığı tespit edildi. Gümrük muhafaza ekiplerince yapılan incelemenin ardından Ö.E.A'nın, yatları Türkiye'de satmak amacıyla getirdiği anlaşıldı.
Yabancı bir ülkeden diğerine satılan ve Türkiye gümrük bölgesine girmemesi gereken 8 yat ile içlerinde bulunan hizmet botu, radar sistemi, jeneratör gibi eşyalara el konuldu.
El konulan motor yatların toplam gümrüklenmiş değerinin 160 milyon lira olduğu belirlendi.

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Ulaştırmada Ülke Hamlesi- Haber- Güzel İş Alkışlıyorum

Yüzde 100 yerli

Düzce'de kurulu fabrikada tamamı yerli imkanlarla üretilen "monorail sistemi" ile metropol kentlerdeki ulaşım sorununun çözülmesi amaçlanıyor.


Yüzde 100 yerli
AA-ONUR ORHAN
Çilimli ilçesindeki fabrikada üretilen yüzde yüz yerli monorail, elektrikli motoru, lastik tekerlekli vagonları, kısa sürede imal edilebilmesi ve maliyetinin ucuzluğu dolayısıyla kent içi ulaşımda metro, tramvay ve metrobüs gibi ulaşım araçlarına avantajlı bir alternatif sunuyor.
Zeminden 4-5 metre yukarıda çelik platform üzerinde hareket edecek monorail, yağmur, çamur, kar ve dolu gibi olumsuz hava şartlarından etkilenmeyecek. 18 kişilik deri koltuklu vagonlarda oturarak, klasik müzik eşliğinde seyahat edecek yolcular, aynı zamanda şehrin güzelliklerini ve çevreyi havadan izleme imkanına kavuşacak. Kent içi ulaşımın sadece 1 lira olacağı "monorail" sistemi ile trafik yoğunluğunun azaltıması hedefleniyor. Türkarge Ulaşım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sabahattin Çelik, AA muhabirine, monorail sisteminin toplu ulaşım için günde 24 saat hizmet verebileceğini söyledi.
Lokomotif özelliği dolayısıyla proje büyüklüğüne göre vagon sayısının artırılabileceğini, enerji tüketiminin çok düşük olduğunu vurgulayan Çelik, "Örneğin, 20 kilometrelik hatta bir yolcunun bize maliyeti sadece 2 kuruş. Tasarım ve üretiminin yüzde yüz yerli olmasının dışında yapım süresi çok kısa. İlk yatırım maliyeti çok düşük. Tabii ki bu nedenle işletme giderleri çok düşük. Bu yüzden biz 81 ilimizde 'yap, işlet, devret' modeliyle her yerde sistemi kurmaya hazırız" diye konuştu.
Trafik çilesi sona erecek
Çelik, ayakta yolcu almadıklarını, bütün yolcuların oturarak seyahat edeceğini belirterek, şu bilgileri verdi: "Bu sistemin özelliği sadece şehir içi çünkü lastik tekerlekli ve elektrikli. Azami hızı 85 kilometre. Bir otomobilin tırmanabildiği yüzde 10-15'lik eğimleri rahatlıkla tırmanabiliyor. O yüzden tünel, viyadük gibi bir şey yapmamıza gerek yok. Zaten iki kolon arası mesafe 18-20 metre civarında. Zeminden 5-6 metre yukarıda gittiği için yağmur, kar, çamur, hiçbir doğal olaylardan etkilenmemesi gibi avantajları var. Tamamen elektrikli sistemle çalıştığı için çevre kirliliği de olmayan bir sistem. Bu projeyle trafik çilesi sona erecek. Amacımız da bu zaten, monorail sistemi İstanbul'da metrobüs, tramvay ve metro gibi ulaşım hizmetlerinin hepsinin alternatifidir. Yüzde 100 yerli oluşunun yanı sıra ticari hızı çok yüksek. Bugün hiçbir sistem teknoloji firması yap, işlet, devret modeliyle teklif veremezken, biz böyle bir teklife rahatlıkla hazırız. İstanbul'un sorunu başka türlü çözülmez. Bugün metro ya da metrobüs arayışları kesinlikle sonuç vermeyecek. Yapım süresi ve maliyet olarak çok uzun olan sistemler. Dolayısıyla aracımız başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere Türkiye'deki nüfusu en düşük olan il için bile cazip gelebiliyor."
Kent içi ulaşım 1 lira olacak
Metro sisteminde kilometre başı maliyetin 60-70 milyon dolar olduğuna dikkati çeken Çelik, söz konusu sistemde ise yapımından kurulumuna maliyetin 3 milyon doları geçmediğini dile getirdi. "Biz herhangi bir hatta kent içi ulaşımı 1 liraya indirmeyi hedefliyoruz" diyen Çelik, "Bunu bir taahhüt olarak da alabilirsiniz. Eğer herhangi bir şehirde bu sisteme başlarsak, sadece 1 lira ile taşıyacağız ve gelecek 10 yılda zam yapmayacağız. Burada yatırdığımız yatırımı yine de tahminlerimizin çok altında geri alacağımızı biliyoruz" ifadesini kullandı. Çelik, şöyle devam etti: "Bu araçta kullanılan motorlar elektrikli servo motorlardır. Dünyada ilk kez servo motor, tahrik motor olarak kullanılmaktadır. Servo motorun özelliği geri beslemeli, akıllı bir sistem. Yani yaptığımız trende hiçbirinde sürücü yok. Tamamen programlayıp koyuyoruz. Araca '10 kilometre, 3 metre, 1 santimetre veya milimetre git' diye komut verebiliyoruz.
Çok yumuşak kalkış ve duruş ivmeleri var. Aracın içinde tek ayak üstünde dursanız dahi düşmeyecek, sarsılmayacaksınız. Şehir şebekesi kesilse dahi vagonlar içerisinde gizli bulunan aküler sayesinde bu araç en az 10-15 kilometre daha gitme özelliğine sahiptir. Dolayısıyla aracımız birkaç dakikalık, birkaç saniyelik ya da 10 dakikalık elektrik kesintilerinden dahi etkilenmeyecektir."
Sisteme talebin arttığına işaret eden Çelik, 3 büyükşehir belediyesiyle öngörüşme yaptıklarını, yurt dışından Ukrayna, Nijerya, Litvanya ve İran'dan gelecek heyetleri beklediklerini söyledi. Çelik, metro için yapılan yatırımların yirmide birini ödünç almak istediklerini vurgulayarak, "Devlet zarar etmesin. Biz onu 3-4 yılda geri ödeyelim. Biz borçlanalım, ödeyelim ve taşıyalım. Hem de halk burada yarı fiyatına seyahat etsin" şeklinde konuştu.

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Yurtdışından Mersin Limanı’na 450 milyon dolarlık talep-Lojistik Haber

Yurtdışından Mersin Limanı’na 450 milyon dolarlık talep

3 Ağustos 2013
‘Konteyner’ aşkı

Akdeniz Bölgesi’ndeki ana konteyner limanlarından biri olan Mersin Uluslararası Limanı (MIP), yurtdışında gerçekleştirdiği tahvil arzı ile yabancı sermayenin Türkiye’ye olan güvenini tazeledi.

Türkiye’de ilk kez bir altyapı şirketinin gerçekleştirdiği tahvil arzından 450 milyon dolar nakit girişi sağlanırken, tahvil arzı için Singapur, Hong Kong, Londra, Boston ve New York’da bire bir görüşme, ekip toplantıları ve telekonferans yolu ile 84 adet yatırımcı ile görüşmeler gerçekleştirildi.

ALTYAPI İÇİN İLK İHRAÇ


Akfen Holding ve MIP Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, tahvil arzının Türkiye’de altyapı yatırımlarının finansmanı için yeni bir enstrüman olduğuna dikkat çekerek, MIP tahvil arzının Türkiye’de bir altyapı şirketinin çıkardığı ilk tahvil olduğunun altını çizdi. MIP’de 2007 yılından bu yana PSA (Port of Singapoure Authority) ile Akfen arasında uzun soluklu işbirliğinin sürdüğünü belirten Hamdi Akın, tahvil arzına yaklaşık 2.6 kat talep geldiğini belirtti.

ÜLKE VE EMEKLİLİK FONLARI

Tahvil arzından gelen nakdin bir kısmının liman kapasitesinin 2.2 milyon TEU’ya (konteyner kapasitesi) çıkarılmasının finansmanında kullanılacağını belirten Akın şunları söyledi: “MIP için yaklaşık 126 milyon dolar yatırım yapmayı planlıyoruz. Mersin Limanı olarak 18 bin TEU kapasiteye sahip dünyanın en büyük gemilerine hizmet vermeyi hedefliyoruz. Bu yatırımlar tamamladığında bu büyüklükteki gemilere hizmet verecek sayılı limanlardan biri olması planlanıyor.” Arzı söz
konusu olan tahvilin Türkiye’de yatırım yapılabilir seviyede not alan 3. tahvil olduğunu belirten  Akın, tahvile EBRD, IFC, sigorta şirketleri, emeklilik fonları, ülke fonları ve diğer fonlardan talep geldiğini söyledi.
21 rıhtımla hizmet veriyor

YAKLAŞIK 1 milyon 100 bin metrekare alana sahip olan Mersin Limanı’nda toplam uzunluğu 3 bin 295 metre olan 21 rıhtım bulunuyor. Konteyner, kuru ve sıvı dökme yük, genel kargo, proje kargo, Ro-Ro, yolcu, canlı hayvan gemilerine hizmet verilen limanda, eksi on dört metre drafta kadar olan gemilere hizmet verilebiliyor. Limanın halihazırda yıllık elleçleme kapasitesi 2 milyon TEU.
 

16 Mayıs 2013 Perşembe

Galataport İhalesi- Haber

Limanların efendisi

17 Mayıs 2013
Limanların efendisi

Haydarpaşa Limanı’nın karşısında bulunan Salıpazarı Liman Sahası’nın ihalesini 702 milyon dolarla en yüksek teklifi veren Ferit Şahenk’in başında bulunduğu Doğuş Holding kazandı.

Son dönemde yaptığı marina yatırımları ile dikkati çeken Doğuş Holding’in Türkiye’nin en önemli limanlarından birini 30 yıl süreyle işletecek. Salıpazarı’na yaklaşık 400 milyon dolarlık da yatırım yapılacak.

ÖZELLEŞTİRME İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından ihale edilen Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ’ye ait Salıpazarı Liman Sahası’nın ihalesinde 702 milyon dolar ile en yüksek teklifi Doğuş Holding verdi. Son dönemde yaptığı marina yatırımları ile dikkati çeken Doğuş Holding, böylece İstanbul’un en önemli limanlarından birini işletecek. Doğuş Holding, limana yaklaşık 400 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. /_np/9100/20179100.jpg İlk kez Galataport adıyla 2005 yılında ihaleye çıkan ve en yüksek 4.3 milyar Euro teklifin verildiği ihale Danıştay tarafından 2006 yılında iptal edilmişti. Dün düzenlenen ihale ile ilk ihale arasında önemli bir fiyat farkı var. Ancak iki ihaleyi birebir kıyaslamak doğru değil. İlk ihale 49 yıllığına yap-işlet-devret modeliyle düzenlenirken, yeni ihale 30 yıl süreyle “işletme hakkı verilmesi” yöntemiyle yapıldı. Yeni limanda, konut inşa edilemeyecek olması, fiyatı aşağı çekti.

375 MİLYON DOLARLA BAŞLADI
Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.’ye ait Salıpazarı Liman Sahası’nın 30 yıl süreyle “işletme hakkı verilmesi” yöntemiyle özelleştirilmesi ihalesi için 20 firma şartname almış, 30 Nisan’da yapılan ilk oturumda Doğuş Holding, Alsim Alarko, Polimeks-Folkart-Sembol, Torunlar GYO, Global Yatırım Holding-Özak GYO-Delta Proje teklif vermişti. Özelleştirme İdaresinde Ahmet Aksu’nun komisyon başkanlığında dün düzenlenen ihalede bu 5 firma yarıştı. İhalenin nihai pazarlık görüşmesinde ilk olarak kapalı elemesiz teklifler alındı. Elemesiz turda en yüksek teklif 375 milyon dolar oldu. Ardından ilk elemeli tura geçildi ve en düşük teklifi veren Polimeks-Folkart-Sembol Ortak Girişim Grubu elendi. Bu turda, en yüksek teklif 525 milyon dolar oldu. İkinci elemeli yazılı turda ise en düşük teklifi veren Torunlar GYO elendi.

1 MİLYON DOLAR ARTTI
İkinci elemeli turun ardından, Doğuş Holding, Alsim Alarko ve Global Yatırım Holding-Özak GYO-Delta Proje arasında açık artırmaya geçildi. Ahmet Aksu, açık artırmada başlangıç tutarı 701 milyon dolar, artırım aralığı ise 1 milyon dolar olarak açıklarken, sürenin ise bir saat olacağını söyledi. Açık artırmada ilk sırada olan Doğuş Holding, bir artırım yapmadan ilk molayı istedi. Bu sırada Alsim Alarko da mola istedi ancak, Doğuş’un moladan dönmesinin ardından molaya aldılar. İki kuruluşun da moladan dönmesinin ardından Doğuş Holding CEO’su Hüsnü Akhan, 1 milyon dolarlık artırım yaparak, teklifi 702 milyon dolara çıkardı. Bu artırımın ardından önce Alsim Alarko ardından da Global Yatırım Holding-Özak GYO-Delta Proje ihaleden çekildi. Böylece Doğuş Holding, 702 milyon dolar ile en yüksek teklifi vermiş oldu.
İstanbul’un değerine değer katacak proje
İHALENİN ardından soruları yanıtlayan Doğuş Holding CEO’su Hüsnü Akhan, İstanbul’un son 10 yılda Türkiye’nin göz kamaştırıcı performansına paralel bir marka kent olduğunu belirterek, “Biz de, bu markanın değerine değer katacak bir proje ile kamuoyunun karşısına çıkacağız” dedi. 3 yıl içinde yaklaşık 130 bin metrekare inşaat alanı olan projede hem yenilenen hem de yenibaştan yapılacak ofis ve alışveriş merkezinden oluşan bir proje yapacaklarını belirten Akhan, 350-400 milyon dolar yatırım öngördüklerini söyledi.

TAKSİTLE ÖDEYEBİLİR
Özelleştirme İdaresi’nin ödeme konusunda kendilerine peşin ve taksitli olmak üzere iki opsiyon sunduğunu ifade eden Akhan, “İlk opsiyonda tamamı peşin, ikinci opsiyonda ise yüzde 20’si peşin, iki yıl ödemesiz, 4 yıl libor+2.5 faiz üzerinden taksit ödeme imkanı var. Tahmin ediyorum, peşin yerine taksitli ödemeyi tercih edebiliriz” diye konuştu. Akhan, İstanbul’un 2020 olimpiyatlarına adaylığı düşünüldüğünde projenin de olimpiyatlar gibi kentin marka değerine katkı sağlamasının öncelikleri olduğunu belirtti. Akhan, “Olayın ticari boyutuna baktığımızda bizi de tatmin edecek bir geri dönüşü olacağını bekliyoruz” diye konuştu.
İhale 4.3 milyar dolardan 702 milyona neden düştü
İKİ ihale arasındaki fark 3.6 milyar dolar ancak iki ihaleyi birebir kıyaslamak doğru değil. 2005 yılındaki ihale 49 yıllığına yap-işlet-devret modeliyle yapıldı. Yeni ihale 30 yıl süreyle “işletme hakkı verilmesi” yöntemiyle yapıldı. Aradaki fiyat farkını belirleyen en önemli etkenlerden birisi ise limanda konut inşa edilemeyecek olması ayrıca Önceki ihalede 2 olan emsal değer 1.5’e düşürüldü yani kapalı inşaat alanı yüzde 25 azaltıldı. 8 yıl önceki ihaleyi Musevi işadamı Sami Offer 3.5 milyar Euro’ya yaklaşık 4.3 milyar dolara kazanmıştı. İki ihalenin ödeme şartları da farklı 2005’teki ihalede ödeme 49 yıla yayılarak yıllık 87.7 milyon dolar olarak belirlenmişti. Yeni ihale ise peşin ödeme şeklinde yapıldı. Ancak ihaleyi kazanan Doğuş grubunun ödemeyi 6 taksitte yapacağı belirtiliyor. 2005’teki ihalede ödemeler kiralama süresinin sonunda yapılıyordu. Bu ihalede ise başından itibaren yapılacak.

Torun: Endişe duymuyorum
İHALEDEN elenen Torunlar GYO’nun Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun ise, “Alamadıklarımıza üzülmüyoruz. Doğuş Holding’in almasına  da sevindim. Doğuş’un alması nedeniyle, projenin gerçekleşmesi açısından bir endişe duymuyorum” diye konuştu.
Danıştay’dan dönmüştü
SALIPAZARI Liman Sahası için ilk ihale, Galataport adıyla 2005’te yapıldı. Yap-işlet-devret modeliyle, 49 yıllık işletme hakkını kapsayan ihalede en yüksek teklifi 4.3 milyar dolar ile Global Yatırım Holding, Sami Ofer ortaklığı vermişti. İhale, Danıştay tarafından iptal edilmişti.
Adı neden Galataport değil?
Salı Pazarı Limanı ihalesi ‘Galataport’ adıyla yapılamadı. Mehmet Ferec Balcı ve Hayati Şanlı adlı girişimciler ‘Galataport’un isim haklarını almıştı. Şanlı, bunun ticari girişim olduğunu belirtmiş, ihale aşamasında isim hakkını satabileceğini söylemişti.
Denize dolgu yapılacak
SALIPAZARI Liman Sahası, Karaköy rıhtımından başlayıp, Mimar Sinan Üniversitesi’ne kadar olan bölgede inşa edilecek.
Toplam 100 bin 280 metrekare Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ mülkiyetindeki planlama alanı, denize yapılacak 11 bin 867 metrekarelik dolgu alanıyla birlikte toplam 112 bin 147 metrekareye çıkacak.
Proje kapsamında 127 bin 811 metrekare yapılaşma ve 99 bin 256 metrekare inşaat planlanıyor.
Bu kapsamda şunların inşa edileceği öngörülüyor: “85 bin 208 metrekare kruvaziyer liman alanı, 892 metrekare yol alanı, 13 bin 941 metrekare rekreasyon alanı, 12 bin 107 metrekare kültürel tesis alanı.”
Buna göre, projenin yaklaşık yüzde 76’sı liman, yüzde 11’i kültürel tesis, yüzde 12’si rekreasyon alanı, yüzde 1’i de yol olacak. Rekreasyon alanının altına iki katlı otopark da yapılabilecek.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

5 şubenin sadece biri değişim istedi- Haber

5 şubenin sadece biri değişim istedi

 
İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın 9 Mayıs Perşembe günü yapılacak genel merkez seçimleri öncesi İskenderun, Fethiye, Bodrum ve Marmaris’te başkanlar değişmezken Antalya şubesini değişim grubunun desteklediği ekip kazandı.
İMEAK İskenderun seçimlerinin galibi halen DTO İskenderun şubesinin başkanlığını yürüten Bülent Kavsak oldu. Seçimlerde Kavsak 79 oy alırken rakibi 44 oyda kaldı. Fethiye’de ise tek adayla seçime gidildi ve başkan yeniden Şaban Arıkan oldu. Her iki başkanın da Metin Kalkavan’ın ekibide olduğu belirtiliyor.
Bodrum Şubesi seçimlerinde tek aday olarak katılan mevcut başkan Gündüz Nalbantoğlu, seçimde oy kullanan 82 üyenin 80′inin oyunu alarak Bodrum Şubesi Başkanlığına seçildi.
Marmaris Şube Başkanlığı seçimleri kıran kıran geçti. Hasan Mengi, Mustafa Yüce ve Nail Balcı’nın yarıştığı seçimlerde mevcut Şube Başkanı Hasan Mengi 188 oyla başkan seçildi. Seçimlerde Hasan Mengi 188 oy alırken, Nail Balcı 153 oy aldı. Diğer aday Mustafa Yüce ise 99 oyda kaldı.
Salih Zeki Çakır’ı desteklediğini açıklayan Bekir İnanç Kendiroğlu 262 oy alırken, Metin Kalkavan’ın ekibinde bulunan Mevcut Başkan Ahmet Erol ise 240 oy aldı. 805 üyesi bulunan DTO Antalya Şubesi seçimlerini kazanan Bekir İnanç Kendiroğlu’nun listesi 22 oy farkla seçimde galip geldi.
 

DTO’da Kaptan değişmedi- Haber

DTO’da Kaptan değişmedi

 
İMEAK Deniz Ticaret Odası Genel Kurulu’nda kesin olmayan sonuçlara göre, 3 bin 860 oy kullanıldı. Metin Kalkavan kesin olmayan sonuçlara göre 47 sandıktan 2 bin 135 oy alırken, Salih Zeki Çakır 1715 oy aldı.
İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın 31 yıllık tarihinde yapılan en yüksek katılımlı seçimler sonuçlandı. 47 Meslek Komietsi’nden 41′ini alan Metin Kalkavan’ın listesi, DTO Meclisi’nin yüzde 84′ünü ele geçirirken, Değişim Grubu’nun Lideri Salih Zeki Çakır’ın listesi ise 47 Meslek Komitesi’nden 6′sını kazanarak, DTO Meclisi’ne yüzde 16′lık bir rakamı sokmayı başardı.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Genel Kurulu’nda kesin olmayan sonuçlara göre, 3 bin 860 oy kullanıldı. Metin Kalkavan kesin olmayan sonuçlara göre 47 Meslek Komitesi sandığından 2 bin 135 oy alırken, Salih Zeki Çakır ise 1715 oy aldı. Yaklaşık 10 oy ise geçersiz veya boş çıktı.
Kesin olmayan sonuçlara göre; kullanılan oyların yüzde 55′ini Metin Kalkavan, yüzde 45′ini ise Salih Zeki Çakır aldı.

Kalkavan: Odamız kazanan ve kazanamayana da açık-Haber

Kalkavan: Odamız kazanan ve kazanamayana da açık

 
İMEAK Deniz Ticaret Odası seçimlerinde sandıkların açılmasının ardından tekrar Başkanlığı kazanan Metin Kalkavan, DTO Meclis Salonu’nda bir açıklama yaptı. Seçimde bir kaybeden veya kazananın olmadığını dile getiren Kalkavan “Öncelikle rakibimizi tebrik ediyorum. Seçim listelerinde bir grup kırmızı, bir grup beyaz renklerini kullanmıştı. Ama artık renkler değişti bu iki rengin birleşiminden mavi olur mu. Bence olur. Artık rengimiz deniz mavisi” şeklinde konuştu.
Kalkavan, seçime katılımın yüksekliğine dikkat çekerek  şöyle devam etti “Bizler yüzde sekiz, onlu seçimlerden buralara geldik. Ben Başkanlığa geldiğimden beri yüzde onluk bir katılımı aşmamıştık. Bugün yüzde elli kırkbeşlik bir katılım gerçekleşti. Bunun için tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.” Kaybeden grubun yine kendi arkadaşları olduğunu belirten Kalkavan “Aramızda artık yeni arkadaşlar var. Kaybedenler var. Öncelikle kaybedenler misafirlerimizdir. İstedikleri zaman meclise gelir. İstedikleri komitede gönüllü görev alabilirler. Çalışmak isteyene kapımızı her zaman açık. Meclis üyeliğinin tek farkı var. Silah taşımaya müsaade etmeyiz” ifadelerini kullandı. Kalkavan seçimde meclis üyeliğini kaybeden Yunus Can’a da teşekkür ederek kendisinin meclis üyeliğini kaybetse de gönlünü kazandığını söyledi.

Salih Beye de teşekkürlerimi iletiyorum. Yarışarak kazanmayı bizlere tattırdığı için” diye konuştu. Kalkavan, artık hedeflerinin denizciliği daha ileri taşımak olduğunu sözlerine ekledi.